Müziğin maliyetine ortak olmak ne be?

Samsun DemirDoğan Müzik Genel Müdürü’nden bir bülten gelmiş. Anlamakta o kadar zorlandım ki… Bu bağlamda kendimi tutmakta da zorlandım ve sizlerle paylaşmak istedim.

Deniyor ki:

Türkiye müzik piyasasına yön veren hak sahiplerinin yaptığı düzenlemeyle 15 Temmuz 2013 itibariyle Türkiye’de dijital müzikte yeni bir dönem başladı. Artık yurtdışında olduğu gibi müzikseverler dinledikleri müziğin maliyetine ortak olacak. Hak sahipleriyle yapılan anlaşmalar gereği yasal servis sağlayıcılar ücretli müzik paketleri oluşturarak müşterilerine satacak.

Müziğin maliyetine ortak olmak mı? Ben müziğin maliyetine ortak olmam. Evimdeki televizyonun da maliyetine ortak olmam. Eğer beğenirsem veririm parasını, alır evime kurarım. Ama bunun için maliyetine ortak olmam gerekmez. Bana belirledikleri fiyatı veririm. Aynı şey müzik için de geçerli. Müziği bana satarsınız, ben onun üst kullanım hakkını satın almam. Subazman seviyesi olmaz müziğin. Eğer maliyetine ortak olursam o zaman karına da ortak olurum. Satın almak demek birilerine kötü gelmiş olabilir ama maliyetine ortak olmak gibi Orta Amerika çeviri dili kullanmak yakışmış mı?

Doğan Müzik Genel Müdürü Samsun Demir sözlerini şöyle sürdürmüş:

Fikri mülkiyet haklarının yasalar ile korunduğu tüm ülkelerde müzik gibi kültür ürünleri bila bedel tüketilmiyor. Bu eserlerde icracıdan, bestekara, söz yazarından yapımcıya kadar bir çok kişinin emeği var. Biz yapımcılar ve meslek birlikleri olarak bu emeği korumak, bu emeğin karşılığını alacak telif sistemini oturtmak ve müziğin bir değeri olduğunu kabul ettirmek durumundayız. 15 Temmuz 2013’den itibaren yürürlüğü giren yeni modelle bu yönde önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Türkiye’de artık bedava müzik dönemi sona ermiştir. Tüm yasal müzik sitelerine şarkıları ücretsiz dinletmeyin dedik. Müzik dinlemek isteyenler artık yurtdışında olduğu gibi ücretli paketlere abone olacak. Servis sağlayıcılar kısıtlı bir deneme süreci dışında abonelerine ücretsiz müzik sunamayacak. Bu kurallar Türkiye’de yasal dijital müzik hizmeti vermek isteyen tüm siteler için geçerlidir.

İyi de servis sağlayıcılar ücretsiz müzik dinletirken bunu hilal-i ahmer için mi yapıyordu? Bu dinlettikleri müziklerin parasını size vermiyor muydu? Ben veriyor diye hatırlatıyorum. Bütün telekomünikasyon şirketleri bunu yapıyordu diye biliyorum. Eğer hayır beş kuruş vermeden dinletiyor derseniz o zaman başka türlü konuşalım.

Devletü büyüklerimiz gibi konuşmam gerekrse: Velev ki ücretsiz olarak bana dinletiyorlardı. Ben hiç kulağında laptopla gezerken “oh ne güzel bu müzikleri böyle dinlemek ne güzel satın almama da gerek kalmadı bak” diyen adam görmedim. Ben de iki ayrı telekomünikasyon firmasına bolca para verip bu müzikleri dinleyen biriydim. Açıkçası Türk pop müziğinde son senelerde inanılmaz derecede geri kaldığımı hissettim ve acaba neler var diye dinlemeye başladım oradakileri. Ve her ay yaklaşık 200’ün üstünde şarkı satın aldım .Çok merak eden bunun sağlamasını Turkcell ve TTnet Müzik’ten yapabilir. Ama ben bunları dinlemesem alır mıydım? Mesela biri bana gelip “yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz hoop ordayız” diye bir şarkı var dinlesene dese ağzının üstüne sopayla vururdum. Ama dinledim çok güldüm ve bu şarkıyı satın aldım. Aynı şeyi 30-40 saniye dinleyerek alır mıydım? Zannetmiyorum.

Eğer her şeyden hayvan gibi para kazanalım derseniz ki müzik piyasası bu çalıntı dünyasına aynen bu sebeplerle geldi, günün birinde senfonik bir biçimde patlarsınız, sonra ağlarsınız ne olur dinlesinler beni diye…

Eybette müzkseverler yasal zeminde kalmalı, elbette çalan çırpan baş tacı edilmemeli. Ama iki tane parasını veren internet sitesinden bunları dinletmeyecek kadar korumacı ve kollamacı, en önemlisi de pazarlamadan uzaksanız… Bu müzik piyasası zaten hiç varolmamış demektir… Yatar kalkar yatar kalkar hoop o piyasanın kafanıza çöktüğünü görürsünüz