Sadece bir saatte küresel vatandaş olan çocuklar

MICROSOFT_MINIK+PARMAKLAR370’leri dolu dolu yaşamış olanlar, televizyonda günde üç saat yayın varken en önemli eğlence kaynağımızın radyo olduğunu bilenler hatırlayacaktır: O zamanlar radyoda çocuk saati diye bir program vardı. Sabahçı ve öğlenci çocuklar için aynı yayın günde iki kez yapılırdı. Bir saatte her yaş grubuna özel bilgiler teatral bir atmosferde verilir, çocukların bir şeyler alması sağlanırdı.

Bir saat, her şeyi öğrenmek için kıvranan çocuk beyinlerin sünger beyinleri için ilaç gibiydi. Zaman ve devran döndü, radyolar yayvan konuşan diiceylerin, eğitim Osmanlıca’yı matematikten daha iyi sanan siyasilerin eline geçti.

“Bugün başka bir şeyler yapmak lazım” sorunsalında çocukları eğitmek için benim dikkatimi en çok çeken çabayı Microsoft’tan gördüm.

Tüm dünyada “Hour of Code”olarak bilinen, Türkiye’de “Minik Parmaklar Geleceği Programlıyor” girişimi olarak yankı bulan etkinliğin bu yılki ilk etabı, 14-15 Şubat tarihlerinde Microsoft Türkiye İstanbul ve Ankara ofislerinde yüzlerce çocuğun katılımıyla gerçekleşti.

“Kod Yazma” eğitimine 7-12 yaş arasındaki çocuklar ebeveynleri ile birlikte ücretsiz olarak katıldı.

Teknolojinin her geçen gün insan hayatında daha fazla yer edindiği ve özellikle çocukların vakitlerinin büyük bölümünü bilgisayar ve telefon karşısında geçirdiği dijital bir çağda, Microsoft, çocukların uygulama yazmayı öğrenerek “bilgisayarda üretimine” destek oluyor.

Bu eğitimin en önemli karşılığı çok da dikkat çekmeye bir noktada: 7-12 yaş arasında, bilgisayar ve tableti sadece oyun cihazı olarak algılayan çocuklar için bu aletler birer üretim aracı haline geçti. Tableti, görüntü ve seslerin izin verdiği kadar kullanabileceğini düşünen çocuklar bir anda o alete hükmedebileceklerini görmeye başladı bu sayede.

Oyuna gelmek değil oyun tasarlamak, en azından bunu yapabilecek kapasite ve donanıma sahip olabileceklerini hissetmek bence çocuklara verilebilecek en büyük katkı. O çocuklar ki annelerinin hayatlarında kaçırdığı şeyleri tamamlamak için baleye, babalarınınkiler için basketbola sürükleniyorlar haftasonlarında. O çocuklar ki yılda 30 bin liraya okudukları okulda bilişime ve programcılığa yakın bir kavramı göremiyorlar bile…

Bunun ilk etkinliğini yazmak da bana kısmet olmuştu: Kod yazmayı öğrenmek, analitik düşüncenin yanı sıra çocukların neden-sonuç ilişkisi hakkında da bilinçlenmesine yardımcı oluyor diyor Microsoft Türkiye.

Bu etkinliğe katılmayı çok isterdim ama çocukların gelecek hayallerinin arasına sokuşturulmuş TEOG rezilliğiyle boğuşuyor şu anda oğlum. Ama basın bülteniyle gelen resimleri ilgiyle uzun uzun inceledim. Olduğundan daha fazlası haline dönüşmeyi içten içe kavramış çocukların ciddiyet ve çabaları suratlarından okunuyordu.

Kod yazmanın dünyasına girerek geleceğin küresel vatandaşı olmak üzere ilk adımlarını atıyordu çocuklar. Muhtemelen bunu kavradığı için Obama bu etkinliğin ABD ayağına bizzat katılıp tanıtımını gönülden yaptı.

Bu etkinliğin yayılmasını, İstanbul ve Ankara özelinden çıkarak tüm şehirlere gitmesini gönülden istiyorum.Umarım ülkemiz eğitim sistemi de geleceğin bu taraflarda olduğunun farkına varıp desteğini esirgemez…