Bildiğimiz her şeyi unutun. Galatasaray’ı, Adnan Polat’ı TOKİ başkanını, Başbakanı ve dahi taraftarları. Sonra biraz geçmişe dönün. 2001 yılında yaşadıklarımızı hatırlayın. Sonra her şeyi yeniden değerlendirin. Bir iletişim ne kadar yanlış olabilirdi sorusunun cevabını birlikte bulalım.
Bir stad dolusu insan toplanmış bir bayram gününü kutluyor. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpülüyor. NE olur ne olmaz diyle ciddi ve resmi bir maç değil, göreli olarak büyük bir takımla gösteri maçı yapılıyor. Maçtan önce güzel eğlenceler düzenlenmiş. Herkesin stada nasıl gidip geleceğine kadar her şey yazılıp çizilmiş. Koskoca bir şirket stada sponsor olmuş. Formalar hazırlanmış. Her şey tamam.
Ama adamın biri çıkıyor ve diyor ki Galatasaray’ın parası yoktu, ağzı kokuyordu. Mevcut stadının parasını dahi ödeyemiyordu. Buranın da parasını veremedi. Sağolsun başbakan geldi de fakirlerin gözü stad gördü.
Şimdi biraz geçmişe dönelim. 2000 yılının sonunda Türk tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biri yaşandı. Bankaların tamamına yakını battı. 450 bin beyaz yakalı dediğimiz okumuş insan işinden oldu. Ülke nereye gideceğini bilemedi. O sıralarda ülkede yoluna giren tek şey artık işine gitmeyen insanlar yüzünden trafik olmuştu hatırlarsınız.
Bu dönemde ülkenin kurtarılması için yurt dışından bakan ithal ettik ve adını Dervişoğlu koyduk. IMF geldi, bize kendimizi kurtaracak, ocakları kaynatacak, devletin iç borçlarını ödeyecek kadar para verdi. Şimdi söylemek istediklerimiz yavaş yavaş yerine oturuyordur. O gün IMF başkanı gelseydi ve deseydi ki “sizin nefesiniz kokuyordu, biz size para vermeseydik dağılırdınız. Ölürdünüz, ülkeyi satmak zorunda kalırdınız…” Sizce halkın tepkisi ne olurdu? O IMF yetkilisi o ülkeden çıkabilir miydi? Kaç nefes daha alırdı sizce? ABD o IMF yetkilisini yerinde tutar mıydı?
Söylenen yanlıştı. Söyleyiş tarzı yanlıştı. Eleştiriler göreli olarak medeniydi, kimse o adama saldırmadığınıa göre b çıkarımı yapabiliriz. O adamın konuştuğu insanlar taraftardı. Akdeniz ülkesinin insanlarıydı. Sıcak kanlıydı. Gururluydu. Kimsenin gururunu bu şekilde ayaklar altına alamazsınız. Söyledikleriniz doğru olsa bile bunu yapamazsınız. Her doğru şeyisöylemek doğru iletişim olmaz. Bazen doğru yanlıştır.
IMF için bizzat başbakanın söylediklerini hatırlayın lütfen bu yazıyı değerlendirmeden önce…
İletişim güzel insanlarla, doğru şekilde yapıldığı zaman güzel. Yanlış bir şey başylatınca ardından gelen yanlışların vebali de sizin üstünüze kalır.
Ben Galatasaraylı olsam muhtemelen bunları bu şekilde yazamazdım.
Bir de minik bilgi: Bir insanı protesto ettiği için bir insanın maç izleme hakkını, istediği yerde blunma özgürlüğünü elinden alamazsınız… Bu benim fikrim değil, hukuksal bir gerçekliktir.