Turhan Menteş TBD’ye “zehir zemberek” aday

Turhan Menteş TBD adaylığını açıklamış. Ama öylesine zehir zemberek açıklamış ki bunu kamuoyuyla paylaşmamak hata olurdu diye düşünüyorum… Noktasına virgülüne dokunmadan…

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi sizlerin desteği ile bugüne kadar sürdürdüm. Göreve başladığım dönemi çok iyi hatırlıyorum. O dönemde de seçim süreci sancılı olmuş ve istenmedik kırıcı durumlar ortaya çıkmıştı. Görev yaptığım süre boyunca, o süreçlerin bir daha tekrar yaşanmaması için ve yaşanılan kırgınlıkların giderilmesi için çalıştım. Bunda ne kadar başarılı olduğum takdiri şüphesiz ki değerli üyelerimizindir. Tüm gayretim dernek içindeki birleştirici konumumu muhafaza etmek olmuştur.

Nitekim son seçimlerde şahsıma yönelik saldırılar da içeren muhalefet çalışmasını da bu birleştiricilik konumum çerçevesinde değerlendirdim ve bu biçimde anlamaya çalıştım.

Bu değerlendirmeleri yaparken kriterlerim ise şunlar olmuştur;

TBD bu haksız saldırılardan zarar görmüş müdür? 

TBD’nin bu yaklaşımlar nedeniyle ileride zarar görmesi söz konusu olacak mıdır?

Yoksa bu yaklaşım TBD bakımından olumlu neticeler mi doğurmaktadır? 

TBD’nin geleceği için iyi mi olmuştur? 

Bilişim Sektörü için iyi mi olmuştur? 

Türkiye için iyi mi olmuştur?

Bu kriterler ışığında geçen dönem için yaptığım değerlendirme şudur;

Tamamen kişisel nedenle başlayan (görevden istifa – gerekirse detaylı açıklarım) bir süreç  ile TBD’yi kendi kişisel çıkarları için kullanmak isteyen bir gurubun devreye girmesi ve buna geçmişte çeşitli nedenlerle yaşadıkları hayal kırıklıklarını her türlü çabaya rağmen unutmayan yada unutamayan kişilerin – TBD yararları dışında kendi yararlarını öne çıkarmaları nedeniyle- bu olumsuz sürece katkı vermeleri ile oluşmuştur.

İşin en üzücü tarafı bunu yapan kişilerin bazılarının benim çok eski arkadaşım, beraber çalıştığım kişiler olup başları sıkışınca gerçekten destek isteyebildikleri neredeyse tek kişi olmama rağmen olmuştur.  Söz konusu kişilerin, açıkça hiçbir şey söylemeden, arkadan konuştukları bir süreci üzüntü ile yaşadım.

Aynı yapılanma maalesef bu dönemde de ortaya çıkmıştır. Bu kişiler, baştan beri TBD Başkanlığı için desteklediğim bir kişinin etrafında toplanmışlar. Yapılması gerekenleri bile yaptırmamışlardır.  Bu konuda çok açık uyarılarım bile üzülerek ifade etmek isterim ki, göz ardı edilmiştir. Bugüne kadar birleştirici olması gerektiği konusunda defalarca uyarmama rağmen bunu yapmadığı gibi tek taraflı bir açıklamayla olayı daha da keskinleştirmiştir. Bunun olmaması, akılcı olunması, gerekirse TBD için kişisel konumlardan vazgeçilebileceğini, bunun için alternatif modeller de önermeme rağmen bunlar hiç dikkate alınmamış ve yangından mal kaçırılır gibi deklarasyonlar yayınlanmıştır.

Bu sürecin en üzücü tarafı çok çirkin spekülasyonların da başlatılmasıdır. Süreci siyasi karşıtlık üzerinden yürütmeye çalışanlar olmuştur.  Göreve geldiğimizden beri çok hassas olduğumuz bir konuda yani “TBD siyasi çalışma platformu değildir, siyasi söylemle talip olmadığımız bu görev süresince siyasi bir söylemin parçası olmayacağız” söyleminin de dışına çıkılmıştır. Bu konunun en sevindirici tarafı bu yaklaşım sağduyu sahibi TBD tabanında ile karşılık bulmamıştır.

Burada herkese söyleyeceğim şudur: Bu süreç içinde olan  arkadaşlar TBD’nin geleceği için, söylemlerini bu içerikten çıkarıp, karşılıklı saygı içinde yürütmelidirler. Bir kere bu süreç başlarsa geri dönülemez noktaya gelir ve  bundan zarar görecek yalnız ve sadece TBD’dir.

Hükümetlerle diyalog içinde olunması TBD’nin geleneğinde vardır. TBD her zaman makamlara gereken saygıyı göstermiştir ve gerekli saygıyı da bulmuştur. Bilinmesi gereken, bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacaktır. Bunun ötesinde bir arayış içinde olmak buna farklı anlamlar yüklemek için kötü niyetli olmak gerekir.

TBD yönetiminde olanları  veya kişileri Atatürk karşıtı olarak göstermeye çalışanların çabaları ise hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Ben şahsen, Atatürkçülüğüm ile ilgili açıklama yapılmasının istenmesini bile hakaret kabul ederim.

Ayrıca karşı taraf Atatürkçü değilmiş gibi söylem içinde bulunmak  ve  üstelik bunu bel altı çalışarak yapmanın takdiri sizlere aittir. Bunu Atatürkçülük maskesi altında yapmak daha büyük bir ayıptır ve acizliktir.

Üstelik bunu yapanların bazıları üç kuruşluk çıkar için her şeyi göze alanlar olunca doğal olarak tepki duyulmaktadır. Bence Atatürkçülük önce dürüstlükten geçer. Dürüst olmayanlar bilmelidirler ki; artık bir kişinin kendisinde olmayan bir yetenek “ben Atatürkçüyüm” demekle kazanılmıyor. Bu çabalar, o kişinin yeteneksizliğini de örtmeyecektir ve bu tavır TBD üyeleri arasında da destek görmeyecektir.

Göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konu da şudur. Her iki tarafta yer alan aday olan kişiler TBD’nin yeni üyeleri değillerdir. Şu anda halen görevde olanlar vardır. Eskiden görev yapmış olanlar da vardır. Bu şarkadaşların bu şekilde gösterilmeye çalışılması büyük haksızlıktır ve TBD’ye yapılan en büyük zarar verme girişimidir. Bu kişilerin aday olmaları herkesi sevindiren  bir durum olmalıdır. En eskisi ile en yenisi TBD’ye sahip çıkmaktadır.  Herkes ortak platformda Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmaktadır.

TBD artık yeni bir yapılanmaya geçmiştir. Sayısal Gündem Uzmanlık Grupları TBD’nin  ve Türkiye’nin geleceğidir. 2020 yılına kadar TBD kendi yolunu ve Türkiye’nin yolunu çizmiştir.

TBD göreve geldiğimizdeki gibi toplam 500 kişilik 3-5 etkinlik yapan, yalnızca Başkanın konuştuğu, senede 1-2 rapor yayınlayan ve gücünü sadece kamudan alan bir dernek değildir artık.

TBD, Digital Europe’da temsil edilen, CEPIS’ te Başkan Yardımcısı olan, e-Devlet Kurulunda temsil edilen, devlet yapılanmasında en üst düzeyde muhatap kabul edilen, Uzmanlık Gruplarında sektörün her kesiminden 1500 uzmanın destek verdiği olan bir görev gücüdür. TBD bundan sonra uzmanlıkları ile gündeme gelecek bir dernektir. TBD genç, dinamik ve öncü bir dernek olmalıdır ve olmuştur. Bunun  gereklerini de yapmaktadır. Bunu anlamayan çok yanılır ve TBD’ye çok zarar verir.

Gelinen nokta da durum çok açıktır. Herkesin cevap vermesi gereken soru şudur; TBD’nin zarar görmemesi çaba gösterilmeli midir, yoksa gösterilmemeli midir?

Ben bu çabanın gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim uzun süre bu görevi yürüttüğümü düşünen tüm yakın arkadaşlarıma da bazı sorularım var. Lütfen şu soruları kendinize sorunuz. Sizler ne kadar görev yapmıştınız? Seçim kaybetmeseydiniz yapmaya devam edecek miydiniz? Aday olanlar benden eski mi değil mi? Başka STK’larda neden çalıştınız veya çalışmaya devam ediyorsunuz? Oralarda çalışmalar bitince veya seçilemeyince mi TBD tekrar değer kazandı?

TBD’ye ne kazandıracaksınız? Yoksa sadece ben mi gitmeliyim? Ben neyin sizler için neyin engeliyim?

Sanmayın ki bu soruların cevapları bilinmiyor. Sadece bir hatırlatma yapmak istedim.

Bu değerlendirmeyi yapmama sebep olan gelişmeleri yukarda sizlerle paylaştım.  Daha fazla olumsuzlukların ortaya çıkmaması için TBD’nin gösterdiği yükselen ivmenin kesintiye uğramaması için bu dönem de TBD Genel Merkez Yönetimine arkadaşlarımla birlikte  adayız.  Tüm Sektörümüzü kapsayan deneyimli, yeni, dinamik ve genç unsurları bütünleştiren bir ekiple bu yola çıkıyoruz ve Türkiye’yi geleceğe taşımaya hazırız. Bu konuda en büyük beklentimiz ve gücümüz sizlerin katılımı ve desteğiniz olacaktır. Bunu yeni yıla başlangıç yapacağımız bugünde sizlere duyurmak istedim ve sizlerin desteklerini bekliyorum. 

Kimse TBD’den önemli değildir…

Gelecek vizyonu olan her bilişimcinin  bu sürece  severek katkıda bulunacağına inanıyor, herkesin yeni yılını kutluyor  sevgilerimi sunuyorum.