Turkcell giderek daha ilginç bir firma haline dönüşüyor. Teknolojinin birçok alanına girip orada yapılanları ve yapılamayanları alarak kendi bünyesinde idare eden bir deve, Gargantua’ya dönüşmeye başladı. Bakıyorsunuz dünyada online TV seyretme alışkanlığı var, Turkcell mevcuttaki televizyonlarla ortak iş yapmak yerine kendi yayın saçağını kuruyor. Elektronik posta sağlayıcılarla ortak iş yapmak yerine kendi elektronik posta yapısını kuruyor. Mevcut dijital asistanları almak yerine kendininkini geliştiriyor. Arama motoru deseniz öyle, dijital hizmetler deseniz öyle, elektronik cihaz satış için kanallar aynı şekilde. Hatta kendi finansal kredi yapısını kurdu neredeyse banka oldu. Daha ne yapsın?
Şimdi de kendi ikinci el telefon ağını kurmaya hazırlanıyor. Öyle ki vatandaştan kendi cep telefonlarını toplayacak, onları temizleyip adam edecek ve sonra da satışa sunacak. Cep telefonunuzu kaça satacağınızı öğrenebilmek için internet sitesine girerek telefonunuzun değerlemesini yapabiliyorsunuz. Sonra bunu bayiye götürerek son bir bakış açısının ardından satıp isterseniz parasını alabiliyor istemezseniz bunu peşine sayarak oradan kendi telefonunuzu alabiliyorsunuz.
Hemen aklımıza birçok soru geliyor cep telefonuyla ilgili değil mi? Mesela ya bu telefonlar daha önce yargıda benzerlerini gödüğümüz FETÖ olaylarında kullanıldıysa ve başımıza bir iş gelirse? Hayır Turkcell bunun kontrolünü zaten yapıyor. Peki ya aldığım telefon hemen bozulursa? Turkcell bunun da kontrolünü yaparak bir sene garantiyle beraber veriyor size ikinci el telefonu. Böylece cihaz piyasasındaki bir büyük maddi yükü de kullanıcının sırtından alıyor.
O cihazı almıyorum bu cihazı istemiyorum demiyor Turkcell. Türkiye’de faturayla resmi yollardan satılan tüm telefonları alacak onları müşterilerine de satacak. Resmi yollarla tamlaması elbette çok önemli. Kaçak ithalatçıların pazarlama noktası naline dönüşmeyecek Turkcell elbette.
Bu bakış açısıyla piyasanın en önemli “cihazcısı” haline dönüşecek. Bunu yapacak gücü var mı? Fazlasıyla var çünkü en yaygın bayi ağının yanında teknolojik olarak da bunu yapmaya muktedir bir yapıya sahip. Sattığı telefonlar illa Turkcell’de kullanılacak diye bir kilitleme ya da limitleme bile koymuyor. Bu konuda gönlü çok ferah diye anlıyorum.
Her ne kadar Turkcell bu cihaz satışı tanıtımında dünyanın elektronik çöplüğe dönüşmesini anlatıp bunu engellemeye çalıştığını söylese de aslında ortada daha büyük ve önemli bir bakış açısı var: Telefonlar çok pahalandı. Elinde adam gibi telefonu olmayanlar daha az veri kullanıyor, belki daha da az konuşuyor. Turkcell mevcut toplumsal telefon kalitesini yükseltip o telefonları yeniden hayata kazandırarak kendisine de önemli bir fayda sağlamayı hedefliyor: Daha çok data kullansınlar, daha çok konuşsunlar, dolayısıyla daha çok para harcasınlar. Bu ayıp değil. Üstüne üstlük bir kazan – kazan stratejisi.
Murat Erkan, CEO olduktan sonra bu bakış açısıyla çok şey değiştirdi şirketin içinde. Erkan ilginç bir adam, halk gibi düşünmeyi biliyor onların neye ihtiyacı olduğunu herkesten iyi görüyor. Bu bakış açısıyla eski CEO’lara kıyasla onu daha çok halkın içinden biri olarak nitelemek hiç de yanlış olmaz. İlk geldiğinde insanlar yönetsel yeteneklerinden şüpheliydi, diğerleri gibi finansal konularda poz atmaması kafalarda soru işaretleri doğurdu. Ancak attığı her adımda ortalığa yeni bir ilerleme konusu koydu.
İkinci el telefon satışının Turkcell gibi bir dev tarafından böylesine garantili ve tamir etmeli şekilde yapılacak olması diğer cihaz satıcılarını kızdırıp Turkcell ile olan ilişkilerinin zedelenmesine yol açar mı? Bence öyle bir şey olmaz. Turkcell takışmak için fazla büyük bir şirket. Bence Samsung’undan Apple’ına kadar kimse bu anlamda Turkcell ile didişmez.