Türkiye’de baz istasyonlarının kapsamasındaki en önemli adım bugün atıldı. Neden çok önemli? Çünkü bugün ülkede kapsama alanı altına alınmamış alanlara gidilecek. Çünkü bugünden itibaren ülkede en azından iletişim konusunda demokrasinin tam anlamıyla oturması için çok önemli bir adım atıldı. Bilindiği gibi ülkenin her yerinin kapsama altına alınması çok önemli. Ülkenin her karış toprağı bizimse, ülkenin her karış toprağına teknolojinin gidiyor olması gerekiyor.
Bu sebeple geçen sene ne olduğu tam da anlaşılamayan bir ihale açıldı. Bu ihalede kapsama altında olmayan bölgeler bir torbaya kondu, kura çekildi ve bu bölgeler kura sonucunda operatörlere serpiştirildi. Operatörlerin CEO’larının suratlarından düşenlerin bin parça olmasından geçen seneki ihalenin aslında sonuçsuz kalacağını hepimiz tahmin etmiştik. Sonra bir şekilde sessiz sedasız iptal edildi bu ihale.
Sonra doğru bir adım atıldı ve baz istasyonlarının dikilmesinin ücret karşılığında kurumlara verilmesi gündeme geldi. Bunun dağıtılması yerine tek bir kuruma verilmesi kabul edildi. Bunun için bir şartname oluşturuldu. Yapılan çalışmalara göre 1.799 adet yerleşim yerinin kapsama altına alınması planlandı. Bu yerleşim yerlerinin toplam nüfusunun 300 bin civarında olduğu öngörülüyor.
Haberleşme Genel Müdürlüğü elindeki verilerle yaptığı çalışmada,yeni eklenen yerlerle Türkiye’nin yüzde 100’ünün kapsama altına alınabilmesi için yaklaşık 473 milyon TL’ye halledilebileceğini öngördü, kurumlardan da bu şekilde fiyatlandırma yapmasını istedi. Vodafone, beni çok üzen bir biçimde bu ihaleye katılmadı, fiyat vermedi. Türkiye’nin davasında onu en azından fiyat verirken görmek isterdik. Bu da en az diğer sosyal sorumluluk projeleri kadar önemliydi. Gönül koymamak elde değil.
İhaleye Turkcell ve Avea katıldı. Avea, Haberleşme Genel Müdürlüğü’nün öngörülerinin yaklaşık 40 milyon TL üstünde fiyat verdi. Turkcell ise yaklaşık 313 milyon TL ile önerilen fiyatın tam üçte bir altına indi.
Türkiye için çok önemli olabilecek bu projede Turkcell’in inisiyatif almasını takdirle karşılıyorum. Kar etme amacı olmadığı verdiği fiyattan belli oluyor. Kar eder mi bunu ancak onlar bilebilir. Ama Türkiye’nin her yerinde telefonla konuşulabiliyor olması, yurt dışındaki konferanslara katıldığımızda yüzde 100 rakamını masaya koyabilmemiz, bize ayrı bir gurur verecektir.
Bunun yanında yapılan operasyonun tek bir operatör tarafından dikilen baz istasyonlarının tüm operatörler tarafından kullanıbilmesine yönelik olması, bunun da en çok baz istasyonuna sahip Turkcell tarafından yapılması, yepyeni bir çağın kapılarını açıyor olabilir…
Peki bu anlaşma nasıl ilerleyecek kısaca bunlrın detaylarını paylaşalım:
Altyapı çalışmaları 3 yılda tamamlanacak Altyapı bedeli, Evrensel Hizmet Fonu’ndan karşılanacak olan ihaleyi kazanan cep telefonu (GSM) operatörü, kuracağı altyapının diğer GSM operatörleri ve aboneleri tarafından kullanılmasına izin verecek. İhaleyi kazanan şirket, söz konusu yerleşim yerinin kapsama alanına girmesi için altyapı kuracak. Her bölgeye tek bir altyapı kurulacak. Operatörler bölgeyle sınırlı olmak üzere birbirlerinin altyapısını kullanmak suretiyle hizmet verecek. Sözleşme gereği altyapı çalışmaları 3 yıl içinde tamamlanacak. 3 yılın tamamlanmasının ardından işletme süreci de hizmet alımı şeklinde gerçekleşecek. Kurulum masrafları Evrensel Hizmet Fonu’ndan ödenecek. İşletim maliyeti de her yıl ne kadar masraf varsa ödenecek. İşletim maliyetinde operatörün, verdiği hizmetten dolayı bir geliri de olacak. İşletim masrafı ödenirken, net maliyet hesabı yapılacak. Yani işletmenin geliri giderinden az olursa fark Evrensel Hizmet Fonu’ndan ödenecek. Burada nüfus düşük olduğu için maliyet yüksek, gelir düşük olacak. Bir süre sonra bu bölgelerde yaşayan insanların başlattığı trafikten ziyade, dışardan gelen trafik daha çok olacak.
