2013 yılının bitmesine sayılı saatler kala 2013 ile hesabımızı görelim, 2014 yılı için taahhütlerimizi paylaşalım istedim.
Önce 2013 yılının bilançosu:
- 2013 yılında da popüler olamadım, milyonların aktığı bir site yerine minyonların tartıştığı bir site yaratmayı seçtim.
- Benim için hala Nokia’nın yeni fotoğaf makinesini tartışmaktansa onun içindeki Microsoft işletim sistemiyle geliştirilen program sayısı; Apple(ın kamera pikselini masaya yatırmaktansa iBeacon ile yapılabilecekler daha önemli.
- Bu yıl toplantılara daha az gidebildim ama bu bana toplantı notlarını daha çok okuma fırsatı verdi. Açıkçası 2013 toplantıları, sohbet stilinde olanlar dışında çok tad vermedi. Gelin anlatalım defolup gidin tarzından gına geldi
- Bu yıl hemen hiçbir gece toplantısına gitmedim. Çünkü mesai saatleri çuvala girmedi. Gece yapılan etkinliklerinin beni oğlum ve karımdan ayırmasına izin vermedim. Hiçbir bilgi ya da haydi eller havaya eğlencesi o kadar değerli değil.
- Bu yıl geçtiğimiz yıllara göre daha asabi bir tutum sergilediğimi görüyorum. Ama bunun en önemli sebebi insanlara, kurumlara ve bazılarının tutumlarına karşı yaşadığım hayal kırıklığı. Büyük şeyler beklediğim kurum ve insanların kendini küçültmesi bende hayal kırıklığı ve asabiyet yaratmış.
- Bu sene genel olarak PR ve iletişim sektörünün geçmiş senelerdeki kalitesinin altında olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Mutlaka “hayır artık daha iyi” diyebilecek insanlar da vardır. Bunlar benim görüşlerim, sebeplerini soranlara örnekleriyle anlatabilirim.
- Bu sene şirketlerin iletişiminde göreli bir küçülme veya haydi teknik terimle söyleyelim, daralma yaşandı. Yaratıcı iş, yeni iş, dudak uçuklatan iş sayısı azaldı.
- Bu sene gazeteciler tam bir moral motivasyon çöküşü içine girdi. Sektörden uzaklaşmalar inanılmaz derecede hızlandı. Gazetecilerin geleceğe yönelik hiçbir beklentisi kalmadı diyebiliriz. Herkes bugünü küçük nefes alıp vermelerle yaşıyor. Kimsede işte bu olursa süper olacak, şunu yaparsam harika olacak, şöyle büyüyecek böyle çakacağım yaklaşımı yok. Herkes “hele bugün bitsin yarın Allah kerim” diyor.
- Firmaların yaratıcı iş çıkarmamasının sebebi olarak gazetecilerdeki bu çöküşü bulabiliriz. Gazeteci motivasyonla yazamadığı için firma ne yapsa hikaye oluyor. Gazetecinin motive olamamasının ardında firmaların onlara sağlamadığı reklam imkanları var. Firmalar kendilerini sektöründen değil magazinden gazetecilere göre konumlandırması var.
- Sivil toplum kuruluşları bu sene iyice toplum kuruluşu haline geldi. Sivilden uzaklaştı çıkarlarını korur hale geldi. Kamuya katkı yapmak gibi bir dertleri kesin ve net olarak yok onun yerine sadece kuruluşta para veren insanların haklarını savunan birer dernek haline dönüştüler. Aşağılık bir durum söz konusu ama kimse sesini çıkaramıyor. Herkes bi aşağılık olmuş.
- Bu sene büyük firmalar basın üstünde öyle ya da böyle tahakküm kurmaya çalışmadı. Çünkü zaten kuracaklarını kurdular geçen sene ve olay bitti. Artık çok rahatlar. Kimse kafayı kaldırıp onlara bırakın ters bir şeyler söylemeyi ters ters bile bakamıyor. Firmaların iletişim deparmanlarının iletişimci değil sert insanlar tarafından yönetilmesi, bunun sebebi değil sonucu.
2014’ten dilek ve beklentilerim:
- 2014’ten en büyük beklentim kafası çalışan ve çalışkan insanlar.
- Dinleyen ve dinlenmeye değer bir sektör istiyorum.
- İnsanların emeğinin karşılığının verildiği bir basın yayın ortamı istiyorum.
- Özellikle PR sektöründeki iletişimcilerin sadece iletişim işi yaparak para kazanmalarını umuyorum.
- Özellikle bilişim basını sektörünü derleyip toparlayacak, patronsuz, mümkünse lusal TV gibi imkanları olan bir basın kuruluşu diliyorum
- Herkese haddini bilmesini diliyorum.