Sunumunu buradan bulabileceğiniz güvenli internet iletişimi araştırmasının incelemesine mesajlarla devam edelim. AVD’nin en iyi yaptığı şey okuduğunu anlamak ve rapor olarak anlayılabilir olmasını sağlamak. Bizler için hazırladıkları mesajları hep birlikte inceleyelim:
Üniversite ve muhalefet partileri olaya yasal dayanak eksikliği noktasından bakmışlar. Ancak her iki grubun da tutarlı bir mesaj çıktısı olmamış. Yani birçok şeyden bahsetmişler ama bir mesajın üstüne tutarlı bir biçimde gidememişler. Öyle ki sanatçı kesimi onlara oranla çok daha az sayıda habere kaynak olmasına rağmen daha tutarlı mesajlar vermişler. O konudan kalkıp bu konuya konmamışlar. Ana mesajları güvenli internet denen şey gelirse özgürlüklerimiz kısıtlanacak gibi basit bir mesaj olmuş. Oysa birçok negatif görüş veren paydaş, halkın alabileceği mesajları vermeyi başaramamış. Mesajlar karmaşık ya da teknik ya da hukuki şeyler barındırıyor içinde.
STK’ların da verdiği mesajlar çok karmaşık. Gerçekten iletişim konusunda çok geride kalmkışlar. Ülkenin 50’ye yakın bilişim bir o kadar özgürlükle alakalı sivil toplum kuruluşunun toplu ve düzgün bir iletişime sahip olmaması çok tuhaf. Buna karşın İnternet Kurulu’nun tek başına tüm Sivil Toplum Kuruluşları’nın haberlerne yakın sayıda haber yapmış olması, üstelik mesajlarının yüksek tirajlı gazetelerde büyük boyutlarda çıkması, STK’ların artık hiçbr konuda sözcülük yapamayacağının çok önemli bir göstergesi (Bzimle “e ne yapaydım” polemiğine giren, araya adam sokmaya çalışan STK’ları bu kategoriye dahi dahil etmiyoruz)
Gelelim BTK ve İnternet Kurulu iletişimi ve mesajlarına: BTK her üç mesajından birinde bunu isteyen alacak, istemeyen almayacak diyor. Bu demek oluyor ki ne söylenirse söylensin BTK bunu mutlaka en az bir kez dile getirmiş. Bunu yaşı müsait olanlar Süleyman Demirel iletişimi olarak hatırlayacaklardır. Yapılan acayip görünse de çok doğru bir iletişim şeklidir.
İnternet Kurulu bilindiği gibi konuya çok daha geç dahil oldu. Mart ayında başlayıp alevlenen olayların ardından Haziran ayından sonra futbol terimleriyle konuşmak gerekirse “topa girdi”. Onlar da bu kısa zaman dilimi içinde verdikleri mesajların tutarlı olmasını sağlamaya çalıştılar. Mesajlarının yarıya yakınını maddelerin yeniden elden geçirileceğine yönelik oldu. Zaten yeniden elden geçirildi de… Ama ortaya çıkan maddeler, bırakın büyük gazetelerin üst sütunlarında çıkmayı, küçük gazetelerde bile kendine önemli bir yer bulamadı.