Eğer yasaklıyorsanız güveniniz olmadığındandır

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Neelie Kroes, aslında IGF toplantıları için İstanbul’a gelmişti. Ancak Bilgi Üniversitesi’nde özel bir oturuma katılarak bağımsız internetçilere sağlam bir selam çaktı. AB Komisyonu’nun dijital gündemden sorumlu ismi Kroes, Hürriyet gazetesi aracılığıyla Türkiye’ye birbirinden ilginç mesajlar verdi. İşte bunlardan birkaçı:

  • Türkiye’nin geleceğini, kalkınmasını ve kaderini önemsediğim için Türkiye’deki insanlarm hak ettikleri özgürlük ve refahtan faydalanmalarım istiyorum.
  • Türkiye’nin mart ayındaki 13 günlük Twitter kapatma kararıyla kendi anayasasına karşı hareket etmiş oldu. TİB’in o kararı ülkenizin demokrasisinin temeli olan anayasanıza karşı gelmekti. O karar orantısız, özgürlüklere aykırı ve insan haklarıyla uyumsuz bir karardı.
  • Twitter’ın kapatılmasından duyduğumuz üzüntü daha genel bir yaklaşımın izdüşümü olmasıyla ilgili. Bunu aynı şekilde bakan Elvan’a da söyledim. Bu mesele tek bir kararla sınırlı olmayıp, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğüne ilişkin endişe verici eğilimin bir parçasını oluşturuyor. Bu husus, uluslararası camiada pek çok kişinin bir süreden beri gündeme getirmekte olduğu bir eğilim ve endişe kaynağı.
  • Kısa süre önce gerçekleştirilen seçimleri gözlemleyen AGİT, kamu yayın organı dahil takip edilen TV kanallarının çoğunun belirgin şekilde iktidar yanlısı bir tutum sergilediklerini saptadı. Avrupa ailesinin bir üyesi olmak isteyen bir ülkede ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü mutlaka garanti altma alınmalı.
  • Bütün ülkeler hata yapar ya da gün olur onaylanamayacak bir tavır benimser. Önemli olan hatalı tavrı değiştirme yönünde bir irade olduğunu ortaya koymaktır. Eğer ülkenizdeki en yüce mahkeme Twitter’ın kapatılmasını yasaklayan bir karar alıyorsa o noktada hükümetin de bu kararı başlangıç noktası olarak gördüğünü beyan etmesi Türkiye’yi suçlayan tartışmaların büyük bölümünün ortadan kalkmasını sağlayabilir.
  • Mahkeme kararı ortada, söz konusu internet sitelerinin kapatılamayacağım söylüyor. Bizim de bir daha bu sitelerin kapatılmasını önüne geçecek garantileri içeren bazı yasal önerilerimiz var. Sonuçta bugün Türkiye’de herkesin kabul edip saygı duyması gereken mahkeme kararı var.
  • Ne zaman ki bir siyasetçi medya üzerinde güç uygulamaya kalkarsa ben bunun bir güçsüzlük işareti olduğunu düşünürüm. Mesleğin tanımı gereği profesyonel gazeteci, farklı görüşlerin diyalog içinde ifade edilmesinin önünü açacak tartışmaları harekete geçiren kişidir. Eğer bunun yapılmasını istemiyorsanız davanızdan şüpheniz vardır.
  • Liberal olmayan, gayrimeşru ve hukuk dışı adımlar Türkiye’nin kalkınmasına zarar verdiği gibi halkı da mağdur etmektedir. Açık internette özgür ifade Türkiye’nin üerlemesine ve halkına destek olabilir. Artık buna kucak açmanın zamanıdır. Kalkınma ve demokrasiyi hedefliyorsanız dijital ortamların da peşinde olmalısınız.
  • Dijital dünyanın elbette olumsuz unsurları da var. Burada önemli olan özel hayatın hangi bölümünün ihlal edildiği meselesi. Bu hiç de kolay bir tartışma değü. Ama kolay değil diye “Biz engeller geçeriz” demek yakışıksız bir tavır. Bu meselenin çapını aşar. Bu tür bir yaklaşımın kabul edilebilir bir yanı yok. Oturur tartışırsınız -ki zaten sonuçta Türk hükümeti de Twitter yetkilileriyle oturdu konuştu. Özel hayata spesifik saldırılar olduğu kanıtlandığında zaten Twitter harekete geçiyor.
  • AB olarak şu anda ifade özgürlüklerine bakış konusunda aynı fikirde değiliz. Ama “Senin görüşlerini beğenmiyorum artık seninle konuşmuyorum” gibi bir tavra gitmek yerine oturup masada ortak bir anlayışa varmaya çalışmak lazım. Tartışmaktan vazgeçmek çözüm değü. Hep vurguluyorum, ülkenizde olağanüstü gelişmeler var. Ama ifade özgürlükleriyle ilgili mesele demokrasi önünde gerçek bir tehdit, yapıcı ve olumlu bir şekilde ele alınması gerekiyor. Oysa ifade özgürlüklerinin toplumunuza getireceği fayda çok. Sonuç ‘kazan-kazan’ şeklinde olabilir.