Ekonomist dergisi bu hafta yaptığı haberinde yalın ADSL’in çıkması ihtimalinin ADSL fiyatlarını dibe çektiğini belirtti. Oysa durum tam anlamıyla öyle değil. Gelin nasılına birlikte bakalım:
Öncelikle görmemiz gereken şey, tüm bağlantıların temel fiyatlarının yukarıda olduğu. Şirketler kısa dönremli kampanyalar veya 12 / 24 aylık ayrılmama taahhüdüne indirim veriyor. Ayrıca Kablonet vesair şirketlerin pazara girebilmek için verdiği 12 liralık bağlantı paketlerinin sadece 1 gigabaytlık kotayı kapsadığını belirtmek gerekiyor.
İkincisi şirketler bizlere hızın arttığını fiyatın aynı kaldığını, dolayısıyla göreli bir ucuzluk olduğunu söylüyor. Ancak hız testi yapan yurt dışı sitelerin ortalama hızları bize aynı şeyi söylemiyor. Bu ortalam hızlara baktığımızda Türkiye’nin hızı hala istenen, haydı istenen demeyelim ama bize sözleşmelerde öngörülen düzeyde değil. Örneğin 8 megabite kadar internet başlığının altında 8’e yakın bir şey, mesela 6 bekliyorsunuz. Ama aldığınız hız 4 megabite bile yakın olmuyor. “Senin evin santrale uzaktır ondandır” diyen bilgelere söyleyeyim daha önce 4 megabit garantili kullanıyordum ve mevcut hızım bugünkünden hızlıydı.
Ekonomist dergisinin (sözde) fiyat düşüşünü yalın ADSL’e ve yine (sözde) numara taşınabilirliğine bağlaması da çok enteresan. Zira sabit telefonda numara taşınabilirliği bir yıla yakın süredir zaten var ama sevgili devletimiz mobilde fiyatarı düşüren numara taşınabilirliğinin sabitte önüne geçmek için elinden geleni yaptı. Bir elin parmakları kadar numara taşımış insanın olduğu bile şüpheli…
Ben bu sektörün içini görmüş biri olarak yalın ADSL’in geleceğine bile inanmıyorum. Çünkü Türk Telekom’un yalın ADSL, yani telefon hattına sabit ücret vermeden internete girebilme üstüne tezi çok sağlam: Eve gelen kablo sadece telefon kablosu değil. Aynı kablonun üstünden internet de geçiyor. Yani eğer bir sabit ücret alınması (devlet tarafından onandığı gibi) yasal ve doğru bir şeyse, TT bunun üstünde ciddi yatırımlar yaptığı için vatandaş her yıl TT’nin yaklaşık karı kadar bir ücret sabit ücret olarak veriyorsa ADSL için de bu ücreti vermek durumunda. Başta yanlış kurulduğunu düşündüğüm mantık zinciri tartışılmayacaksa bunun da tartışılması yanlış olur.
Hemen söylediklerimizi rakamlarla destekleyelim: TT şu anda abone başına 13 TL’nin üstünde sabit ücret alıyor. 16.4 milyon aboneyle çarpınca bu gelirin aylık, bu rakamı çarpınca da yıllık getirisine ulaşabilirsiniz. Bende ulaşılmışı var: Yaklaşık 2.6 milyar TL. Geçen yılki rakamlarla baktığımızda Türk Telekom’un yıllık geliri 7.7 milyar TL.
Bu rakamları neden verdik? Şunu söylemek için: Hiçbir şirket toplam gelirinin üçte biri kadar olan bir ücretten yalın kelimesinin güzelliği için vazgeçmez. Ha bu rakamlar hatları ayakta tutmak için yatırıma gidiyor diyenler için… Abonelerden alınan sabit ücretin bir aylık toplamı, Türk Telekom’un BTK’ya verdiği rakamlara göre üç aylık toplam yatırımlarına eşit. Bunu sadece genel bir bilgilendirme için paylaşıyorum.
Özetle, yalın ADSL’i Türkiye’ye yalnızca dergiler makalelerinde getirebilir.