Sansür konusunda sitenin açıldığı Aralık 2010 tarihinden bu yana aklımın yettiği sitenin izin verdiği ölçüde yazılar yazdım. Sabahtan akşama kadar Türkiye’nin 250’den fazla yaygın gazetesinden haber taradım. Bu konuda çıkan yazıları okudum. BTK’nın kamuoyuyla paylaştıklarını, filtrelemenin esaslarını, bundan etkilenen şirketlerin sözlerini dinledim. Bu alanda yazdıklarımız ses getirmeye başladıktan sonra devlet büyüklerimiz, başkanlarımız televizyon programlarına çıkarak maksatlı yayın yapan siteler var dedi. Evet o site benim. Evet ben maksatlı yayın yapıyorum.
Ben maksatlı yayın yapıyorum çünkü 1923’te başlayan demokrasi maceramız daima küçülerek önümüze geldi. Demokratikleşme imkanları internet ve benzeri araçlarla arttıkça daha çok demokrasiden uzaklaşmaya başladık. Ben o demokratliktan uzaklaşılmaması maksadını güdüyorum.
Ben maksatlı yayın yapıyorum çünkü benim 10 yaşındaki oğluma serbestçe düşünebileceği, kendini ifade edebileceği, her şeyi sorgulayacağı, biat kültüründen uzak bir dünya bırakmak istiyorum.
Ben maksatlı yayın yapıyorum çünkü konu hakkında doğal olarak bilgi birikimi olmayan gazetecilerin karşısına çıkarak onları yanlış noktalara yönlendirmeye çalışan devlet büyüklerinin söylediklerinin aslında ne olduğunu görüyor ve bunları halkla paylaşmak istiyorum.
Ben maksatlı yayın yapıyorum çünkü kimi meslektaşlarımızın söz söyleme özgürlüğünün önü kapanıyor. Söyleyemediklerini yazdığımda teşekkür ve destek alıyorum. Onlar herkesin sandığı gibi yandaş değil sadece elleri kolları yaşam şartlarıyla bağlı.
Ben herkesin maksadını anlamakta zorluk çekiyorum. Neden her şeyden bu kadar çok korkuluyor, neden bu kadar yasak getirilmeye çalışılıyor, neden hep bir şey söylemek isteyen engelleniyor?
Eğer bu şekilde yazılar yazdıkça üstümüze salınan bu güruhun sayısı artarsa, bu yazıları yazdığımız için bizi vatan haini ilan eden devlet büyükleri üstüme gelmeye devam ederse buradan beyan ve taahhüt ediyorum, maksadımı aşacağım.