Facebook’ta geleceğe ışık tutan örnek vaka

Facebook’ta aylar hatta yıllar boyunca unutulmayacak bir olay yaşandı. İyi ki yaşandı çünkü düşünülmeyenler düşünülmeye, üstüne gidilmemişlerin üstüne gidilmeye başlandı. Kısaca anlatımıyla olay şöyle gelişti: AKP’nin son zamanlarda çıkardığı veya çıkaracağı söylenen içki karşıtı bir kanun var. Dışarıda içki içilmemesi konusu ülkenin bazı korkularını su yüzüne çıkarıyor. Bunun için başta sosyal medya olmak üzere toplum, değişik emniyet sübaplarından dışarı ses vermeye başlıyor. Bunun bir yansımasını da yine Facebook üstünden görüyoruz: AKP şerefine kadeh kaldırıyoruz adı altında bir grup kuruluyor. Amaç basit, sıradan protesto.

Bu amaçla siteye çok kısa bir zaman dilimi içinde 130 in kişi toplanıyor. AKP karşıtı protestolar başlıyor. Herkes bir şeyler yazıyor, çiziyor. İçki içerken çekilmiş fotoğraflar paylaşılıyor. Ama sonra birden bire belki de Türk sosyal medya tarihinin en ilginç olaylarından biri gerçekleşiyor: Grup fotoğrafı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk bayşrağı önünde çekilmiş şirin bir pozu oluveriyor. Ve grubun adı “Seçimlerde Ak Partiye Oy Atmaya Gidecem Diyenler” haline dönüşüyor.

Herkes çok şaşırıyor tabii ki. Ardından küfürler başlıyor, ortalık toz duman birbirine giriyor.

Bu noktada olay iyimser ve paranoyak bakış açısıyla incelendiğinde ihtimaller şu olabilir:

1. Bu olay gerçekten olduğu ve göründüğü gibidir. AKP bağlantılı olmayan bir AKP sempatizanı, İslamın kırmızı çizgilerinden biri olan içki konusunda büyük bir kitleye ders vermek istemiştir.

2. Bu olay parti bağlantılı bir ders verme mekanizması olabilir çünkü sosyal medyada tepki gerçekten çok büyüdü

3. Bu aktivite, AKP karşıtı biri tarafından AKP karşıtlığını büyütmek amacıyla yapılmış olabilir.

4. Hiçbir amacı olmayan, çoğumuz tarafından densiz bir zibidi olarak nitelenebilecek bir “çocuk” bunu yapmış olabilir.

Birinci ve dördüncü seçenek bana çok olası gözüküyor. Bunun altında büyük buz dağları aramayacaksak, buna enerjimiz de yoksa hemen inanılacak bir şey bunlar.

En uzak ve zorlu seçenek ise üçüncüsü olarak ortaya çıkıyor. Eğer böyle bir şey yapmayı planlayabilecek bir kişi varsa çok büyük bir sosyal mühendis demektir. Eğer bu bir grup veya kurum tarafından yapılıyorsa sosyal medya mesleği açısından çok büyük takdir edilmeli ama insanlık açısından kınanmalıdır.

Ama her ne olursa olsun, bu Facebook sayfası ile birlikte cin şişeden çıkmıştır. Artık gözümüzü kapatıp bir sloganın peşinden koşmanın ne kadar yanlış olduğunu anlayabiliriz diye umuyorum. AKP’ye kadeh kaldırmak AKP’ye oy verme etkinliğine dört dakikada dönüştü. Herkesi biz AKP’ye karşı kaç kişiyiz diye meydanlara çağırıp Cumhuriyet tarihinin en önemli mitingini gerçekleştiren TV kanalı bir anda bir kesimin tanımıyla “yandaş medya” oluverdi. Buda bize gösteriyor ki bu gibi şeyler hayatımızda sürekli değişebilir, o yüzden yazdığımızın arkasında durmalı, ama arkasında durduğumuz şeyin de yazdığımız şey omlduğunu sık sık kontrol etmeliyiz.

Çünkü bu dünya, 1984 yılında bize tanımlanan, gerçeklerin anlık olarak değişebildiği bir ortam: Bu dünya birilerinin eski dostumuz aslında düşmanımızdır  demesiyle bütün mutlak gerçeklerin mutlak bir şekilde değişebildiği, kaygan bir zeminde dönüyor.

Boşuna sanal denmiyor sanırım…