Fibere karşı birileri düğmeye basmış

Ben bu iletişim oyunlarını çok gördüm. Diyelim ki bir kişi hakkında aksiyon alınacak… Önce ailesinden biriyle ilgili onu yıpratma haberleri çıkar. Ardından adamın ne kadar kötü olduğu anlatılır. Sonra adam içeri alındığında sizin kafanızda “aman o da sağlam pabuç değilmiş zaten” algısı oluşmuştur, sesinizi çıkarmazsınız.

Türkiye’de birçok siteyi sansürlemeye yarayan güvenli internet internet gelmeden iki ay önce çocuk pornosuyla uğraşan insanların haberleri bir anda patlama yaptı. İller bazında, meslekler bazında birçok insan çocuk pornocusu olarak baskına uğradı, her nasıl olduysa bu baskınların her birinde de polislerin yanında gazeteciler oldu. Ajans haberleri incelendiğinde çocuk pornosu baskınlarının bu tartışmaların başlamasından iki ay önce başlayıp bu işin resmileşmesinden iki ay sonra durduğunu görebilirsiniz.

Bunlara rastlantı da diyebilirsiniz. Ama benim gibi mesleğin içinde belli bir süre kaldıysanız bunlara rastlantı demek artık sizin için zekanıza hakaret olur.

Yaklaşık geçen yılın ortalarından bu yana fiber optik bağlantının evlerimize yüksek hızda internet getirmesi için bizim gibi birçok kesimler uğraşıp duruyor. Ama nasıl oluyor anlaşılmaz, bazıları fiberi geciktirmek ve halka yaymamak için elinden geleni ardına koymuyor. Önce fiber optik döşemek isteyen şirketlerin bunu gerçekten yapmamak için işi yokuşa sürdükleri söylendi. Ardından fiberin yeterince iyi çalışmadığı dile getirildi (ki hatırlanacak olunursa zamanında 3G’nin şirketine yatırım güçlüğü getireceğini bilen bir GSM CEO’su da zaten 3G o kadar iyi değil demişti)…

Dün haber ajanslarına çok enteresan bir haber düşünce bir yerlerden düğmeye basıldığı kesinleşti: Habere göre Samsun Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı, alt yapı kurumlarının koordineli çalışmaya uymadıkları için üst yapıya verdikleri tahribat zararının belediyeye maliyetinin yıllık 10 milyon lira olduğunu söyledi.

Şirketlerin adını vererek, “Türk Telekom, Süperonline ve Türksat gibi alt yapı kurumları” denerek yapılan haberde çok ilginç iddialar var: “Samsun’da 2008 yılında kurulan Alt Yapı Koordinasyon Merkezi, amacını yerine getiremiyor. Aynı sokak veya caddenin ayrı ayrı kazılması, vatandaşı çileden çıkarırken, tahrip edilen asfalt ve kaldırımların onarımlarının belediyelere kalması ise bütçelerini sarsıyor. Kurumların yatırımlarını hep birlikte yapmasını arzulayan Samsun Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, bu yolla asfaltların ömrünü uzatmak istiyor.”

“Yılda ortalama 200 bin ton asfalt kullandıklarını ve bunun ekonomik maliyetinin 30 milyon TL olduğunu söyleyen Daire Başkanı, ‘Bu korkunç bir kaynak. Bu masrafın azaltılması için büyük çaba sarf ediyoruz. Fen İşleri’nin bütçesi 60 milyon TL. Yatırım miktarına göre değişiyor ama bunun büyük bölümü asfalta gidiyor. Bizim fen işleri olarak toplam zararımız 5-6 milyon TL’yi buluyor.”

Bu noktada biz de belediyeye soruyoruz: Acaba şirketler yaptıkları kazıda zarar verme ihtimalleri olan asfaltın parasını vermiyorlar mı? Hem de daha kazıya başlamadan önce peşinen vermiyorlar mı?

Kendi kendiyle çelişen bu açıklamaların bir bölümünde de şunlar söyleniyor: “Bu kurumlar neyi tahrip ettiyse bunun fiyatı belli. Bazı alt yapı kurumları bizim bu fiyatlarımızı yüksek bularak bozdukları üst yapıları kendilerinin yapacaklarını söylüyor. Ama gelinen noktada hiçbiri bozduğu yeri onarmadı. Bu yapmamalarının sebebi ise birim fiyatlarımızın altında bu işi yapabilecek ekip ve müteahhit bulamadıkları içindir. Anlaşmazlık burada çıkıyor.”

Yani bu kurumlar kırdıklarının parasını veriyor, ama biz düzeltelim diyorlar. Ama bunun için belediyeye verdikleri paradan daha yüksek bedeller ortaya çıktığı için ne parayı belediyeye veriyor ne de yolu düzeltiyorlar… Harikasınız.

Biz fiber istiyoruz. Hemen istiyoruz. Buna karşı çıkanı, buna karşı düğmeye basanı ifşa etmeye devam edeceğiz…