Kullanıcı Deneyimi 101 

ux

Yurt dışında son 6-7 yıldır, Türkiye’de ise son 2-3 yıldır sıklıkla kullanılan bir terim var: Kullanıcı Deneyimi. Yatırımcılar ve şirketler mobil uygulamalarının, internet sitelerinin iyi bir kullanıcı deneyimine sahip olmasını istiyor. Bundan daha doğru bir yaklaşım olamaz diye düşünüyor olabilirsiniz. Ben de bundan bir yıl önce Türkiye’ye döndüğümde buna benzer bir görüşe sahiptim. Ta ki aslında istenilenin bambaşka bir şey olduğunu anlayana kadar…
Kullanıcı deneyimi, öncesine endüstriyel tasarımı ve ergonomics’i alırsanız onlarca yıl öncesine dayanan bir teori aslında. Doktoram sırasında yaptığım araştırmalarda 300’den fazla tanımına ulaşabildim. Gözümden kaçan en az bir bu kadar daha vardır. Bu yazıyı yazma nedenim kendi yaptığımı tanımlarken bundan sonra söyleyeceklerim için ortak bir temel oluşturmak.
Nedir?
Kısaca Kullanıcı Deneyim (UX), bir hizmetin, bir sitenin, bir mobil uygulamanın ya da bir deneyimin amacına uygun olarak tasarlanması için atılması gereken adımları kapsayan bir üst tanımdır. Bunun içine deneme amaçlı yapılan wireframe ler, kullanıcı deneyleri, etnografik incelemeler, istatistiksel analizler ve tipografi renk tanımları gibi bir çok adım girer. Buradaki hedef kullanıcının en efektif şekilde önündeki teknolojiyi kullanmasıdır.
Örnek
Bu konuda binlerce örnek vermek mümkün olsa da en bilindiği Amazon olacaktır. Dünyanın en büyük satış platformlarından olan Amazon, kullanıcılarına en doğru ürünü getirmeyi ve bu ürünü satışa en hızlı biçimde dönüştürmeyi hedefleyen bir yapıdır. Ne kadar doğru ürün gelirse alış veriş o kadar hızlı gerçekleşir. Hızlı gerçekleşirse, kullanıcının dikkati dağılmaz. Dağılmazsa başka internet sitelerini dolaşması gerekmez.
Bu sebepten ötürü Amazon kocaman bir UX departmanı çalıştırmaktadır. Butonların nereye duracağı, renklerin kendi arasındaki kontrastı, toplam kaç click’te alış verişin tamamlanacağı gibi konularda onlarca hatta yüzlerce insan kafa yormaktadır.
Haksızlık etmek istemem, Türkiye’de bu konuyla ilgili son derece deneyimli ve akıllı kişiler var. Burada korku hikayeleri anlatıp kimsenin kimseyi kötülemek gibi bir amacım da yok. Ancak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki dünyada ama daha çok Türkiye’de ciddi anlamda bir kafa karışıklığı var. Bu yazı serisinin var olma amacı da biraz bu.
UX Aforizmaları
1- UX bir süreçtir
Kullanıcı deneyimi tasarımı bir süreçtir. Amazon, “Tamam artık istediğimiz gibi oldu” diyip UX departmanındaki kişilerin işine son vermiyor. Facebook, newsfeed’i hayata geçirdiğinden beri birçok defa tasarımını değiştirdi.
2- UX görselden ibaret değildir
İş bulma sitelerinde her “UX / UI tasarımcısı aranıyor” ilanını gördüğümde içimdeki küçük çocuğa birisi tokat atıyor gibi hissediyorum. Görsel tasarım ile UX tasarımının arasında dünyalar kadar fark var ve bir kişiden ikisini de olmasını beklemek çok mantıksız; Aynı internet sitesinde “Mimar / Sıvacı aranıyor” ilanı kadar mantıksız.
3- UX işin başında yapılır
İnternet sitesi hayata geçtikten sonra kullanıcı deneyimi tasarlamak kızınız ikinci sınıfa geçince ilk defa çocuk bezi alış verişi yapmaya benzer. UX tasarımı, “neden kullancılar sitemi tercih etmiyor” sorusu sorulduğunda baş vurulacak bir yöntem değildir.
4- UX bilen kişilere emanet edilmelidir
Eğer bir internet sitesi ya da bir mobil uygulama sizin işinizse, muhakkak ama muhakkak iyi bir UX tasarımcısıyla beraber yola çıkmalısınız. Stajyeriniz değil, görsel tasarımcınız değil, web tasarımcınız değil, metin yazarınız değil, “ben internetten bakarım” diyen ofis çalışanı değil… Bir Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı.
PS: Apple adı geçmeden bir UX makalesini bitirmek istemedim.