Bünyesinde yer alan 40’ın üzerinde telekomünikasyon operatörü ile 470 milyon cep telefonu kullanıcısını ve 12 milyon geniş bant kullanıcısını kapsayan abone tabanını temsil eden SAMENA Telekomünikasyon Konseyi Türk Telekom’un ev sahipliğinde İstanbul’da buluştu. 35 Avrupa ülkesini kapsayan 40 üye şirketiyle 250 milyar avronun üzerinde bir toplam yıllık ciroyu temsil eden etkinlikte “İnternet için Sürdürülebilir Ticaret Modelleri Geliştirme” konusu masaya yatırılacak.
Kurumlar, bir karar değil öneri mekanizması içinde daha iyi ticaret modelleri neler olabilir, bu modeller nasıl daha sürdürülebilir hale getirilebilir gibi konuları masaya yatıracak. İstanbul toplantısından çıkan fikirler tüm SAMENA üyelerine dağıtılacak, böylece İstanbul .bir ortak akıl merkezi haline dönüşecek.
SAMENA ve ETNO’nun ortak etkinliğine, dünyanın önde gelen pek çok telekomünikasyon şirketinin üst düzey CEO’ları ve yöneticileri katılacak.
Toplantıda konuşan Türk Telekom Grup CEO’su Hakam Kanafani, “Türkiye, coğrafi konumuyla hem batı hem de doğuyu birleştirirken; kültürel, ticari ve teknolojik alanda da köprü ve bölgesel iletişim merkezi görevi görmektedir. ETNO ve SAMENA arasında sinerji ve işbirliği başlatan bu etkinlik fikir paylaşımı için bir yol açacak. Ağ operatörleri, önceklikle ağın kendisi olmak üzere, sahip oldukları üstünlükler yelpazesiyle daha iyi şeyler yapabilirler” dedi.
SAMENA Telekomünikasyon Konseyi CEO’su Thomas Wilson, İstanbul’un köprü şehir olarak çok iyi bir seçim oylduğunu söylerken şunları belirtti: “İnternetin hızlı trafik artışına ve sabit kalan gelirlere rağmen sürdürülebilir bir biçimde gelişmeye devam etmesi, küresel seviyede bütün e-iletişim şebeke operatörlerinin karşı karşıya kaldığı kilit bir ekonomik performans sınavıdır. SAMENA bölgesindeki telekom operatörleri değer zincirinin bütün oyuncularının yenilik yapmaları ve ek kapasiteye yatırım yapmaları için ne şekilde teşvik edileceği yönünde Avrupa ve başka yerlerde sürmekte olan tartışmaları yakından izliyor. Biz de ETNO üyelerinin, risklerin ve gelirlerin adil bir biçimde dağıtıldığı, tüketiciler için yaratılan değeri göz önünde bulunduran yeni bir dengeye doğru gidilmesinin elzem olduğu yönündeki görüşünü paylaşıyoruz.”