- Ülkemizde Gezi öncesi ve sonrasında derin bir paranoya var. Halkımız dinlemelerin farklı kullanımları olması ihtimalinden, polis devleti yaklaşımından tedirgin durumda. BU anlamda BTK’nın sıkça yaptığı sadece mahkeme kararıyla kısıtlı dinleme iletişimini sıklıkla ve ikna edici bir biçimde yapması gerekiyor.
- Yapılan dinlemelerin tapelerinin Taraf ve benzeri gazetelerde keyfe keder yayınlanmaması gerekiyor. Bizim kişisel bilgi güvenliğimiz bu kadar ucuz olmamalı.
- Ülkede hiç kimse çıkıp “kimse hiçbir şart ve koşul altında dinlenmemelidir” diyemez diye düşünüyorum. Dünyanın her bölgesinde dinlenmeyi gerektirecek kötü niyetli örgüt ve kişiler olabilir.
- Atıfta bulunulan metinlerin hiçbirinde gazetelerin iddia ettiği gibi mahkeme kararı olmaksızın dinlenmeden bahsedilmiyor. Kaldı ki şu anda içeride çok kötü niyetli kişiler bizi mahkeme kararı olmadan dinlese bizim ruhumuz bile duymaz. Yapılmadığını söylüyorlar. Biz de yapılmadığını düşünmek zorundayız çünkü aksini kanıtlama imkanımız yok.
- Bizi denetleyenleri denetleyen, hükümetten bağımsız güvenilir bir mekanizmamız olsaydı her şey çok daha güzel olabilirdi. Ama şu anda ağızlarla kuş tutulsa kimsenin kimseye güvenebileceğini düşünmüyorum ortaya çıkan anlamlı anlamsız tapeler ve zamanında bazı konular için yaratılmış deliller yüzünden…
- Bu tarzda haberlerin içinde böylesi bilgi eksikliklerinin olması, gereksiz sansür ve dinlemelere karşı verilen mücadelede zaten az olan gazete güvenilirliğine sekte vurabilir…