Çünkü Amerika elinde olanla yetinmiyor. Tamam ya bu da iyidir daha ne olsun demiyor. Bizim gibi her okula bakır kabloyla 1 megabit internet çektik bir de 1946’dan kalma bilgisayarları var tamam biz artık gelişmiş bir ülkeyiz diyerek kestirip atmıyor.
Amerika’da geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırma, onların neyle yetinmediğini bir kez daha ortaya koydu. Rakamlar onlara göre çarpıcı, bize göre sinir bozucu. ABD vatandaşlarının yüzde 10’u iyi bir internet bağlantısına sahip değilmiş. Biz olsak yüzde 90 ile şükür duasına kalkar bunru seçim propagandası yapardık. Ama onlar daha iyiye ulaşmak için bardağın boş tarafından dünyayı görmeyi yeğliyorlar.
Yine yaptıkları çalışmalarda okullardaki interneti eleştiriyorlar. Okulların bazılarında kesintisiz ve yüksek kalitede video izleyecek internet hızı yokmuş. Bu herkesin anlayacağı dilde söyleyişi. Bir de bunun detayı var ki… İyice sinir bozucu: Zavallı Amerikan öğrencileri internete 25 megabitle bağlanıyorlarmış. Oysa 1.000 öğrenciye kesintisiz internet bağlantısı sağlayabilmek için en az 100 megabit lazımmış. Okuldaki 1.000 öğrenciyi internete sokmak, bizde yılda 20 bin TL ücret alan özel okullarda bile mümkün değil.
ABD kütüphanelerinin hızı da 25 megabitin altındaymış. Bizim kütüphanelerde internet mi var sorsuna geçmeden önce bizim kütüphanemiz kaldı mı sorusu daha uygun kaçıyor sanırım…
En büyük sorunları da 4. kuşak mobil kablosuz ağlara ülkenin sadece yüzde 36’sı erişebiliyormuş. Vallahi biz daha 3. kuşak erişimi kabul ettirebileli 2.5 sene oldu. Ondan önce çok gerekli mi diye tartışmalar yapıyorduk. Halen eğer yeni kuşaklar gelecekse yeni frekans tahsisleri yapılmalı şarkıları söylüyoruz.
Bence Amerika vatandaşını bu kadar düşünüyor olamaz. Bence ABD elindeki güzelliklerin farkında ama diğer ülkeler seyredip kıskansın diye bu tarz araştırmalar yapıyor. Bir nevi psikolojik savaş uyguluyor ülkemize karşı.
Benim üstümde başarılı oldu, bu haberi okuyunca gerçekten psikolojim bozuldu.