YemekSepeti’nin rekabet ihlali tescillendi

YemekSepeti elimize doğan bir Türk girişimi. Doğumunda elimden gelen her ortamda ve şekilde onlara destek verdim, her girişime gösterdiğim ihtimamın fazlasını göstermeye çalıştım. Hızlı büyüdü. Yayıldı ve para kazanmaya başladı. Hatta satışıyla Türkiye’de herkese parmak ısırtacak başarılar yakaladı.

Sonra ne oldu? Her büyüyen ve piyasanın en büyüğü olan şirket olarak hatalara düşmeye başladı. Bu hataları TKNLJ içinde birbiri ardına sıralayıp bu hatalardan dönmelerini diledim. Ne olacak ben YemekSepeti’in çok iyi kullanan ve haberlerini yapan sade suya bir teknologdan başka bir şey değilim. Neredeyse doğduğumdan beri sakalım var ama sözüm pek dinlenmedi.

Neyi dinlemediler? Şöyle birkaç ana başlıkta sıralayalım: Müşterilerin mutlulukları yerine şirketlerin ari menfaatlerini koydular. Küçük restoranların mutluluğunun yerine büyük restoranların satışlarını ön plana çıkardılar. Benim alışveriş yaptığım minik ve güzel restoranlar birer ikişer bu sistemin içinden çıkmaya başladı.

Peki rekabet ihlali nasıl tescillendi? Çok basit: Rekabet Kurulu, rekabeti ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen Yemek Sepeti AŞ’ye, 427 bin 977 liralık idari para cezası verdi.

Soruşturmanın ilerleyişi ve sonucu şu: YemekSepeti’nin “en çok kayrılan müşteri şartı” uygulamaları ve fiili münhasırlık uygulamaları yoluyla rekabeti ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik açılmış. Soruşturmada, şirketin en çok kayrılan müşteri şartı uygulamaları ile rakip platformlarda daha iyi koşullar (fiyat, indirim, promosyon, menü içeriği, ödeme şekli, gönderim bölgesi ve limiti gibi) sunulmasını önlemek, rakip platformların tanıtımlarını engellemek, rakip platformlarla çalışmamaları karşılığında restoranlara promosyon sağlamak suretiyle ve “Joker” uygulamasıyla rekabeti ihlal edip etmediği incelenmiş. Ettiği ortaya çıkınca da ceza kesilmiş gitmiş işte.

Mayıs ayı sonunda sözlü savunmalar alınmış. Bol Bol Gıda AŞ Yöneticisi Faruk Kayabaşı ve Grand Fast Food Şirketi Temsilcisi Hakan İmay piyasada haksız rekabet uygulamaları ile karşılaştıklarını ve bu nedenle zor durumda kaldıklarını ifade etmiş. Kayabaşı, “Kapanma noktasına geldik” derken, İmay ise sözleşmelerinin haksız şekilde feshedildiğini savunmuş.

Yemek Sepeti AŞ Üst Yöneticisi Nevzat Aydın ise şirketlerinin daha önce bu yönde bir suçlamayla karşı karşıya kalmadığına dikkati çekerek, “Kendimi hiçbir yerde savunmak durumunda kalmamıştım. Yemek Sepeti, bu ülkeden çıkan tek garaj projesidir.” ifadelerini kullanmıştı.

Kendini tek olarak nitelemek, tek zannetmek nasıl bir egodur, nasıl bir yanlış bilgidir gibi sorular bu yazının konusu değil.

Ama girişimci olarak rekabetle yükselmesi gereken şirketin rekabeti böylesine ihlal etmesi, kendini savunmayı kendine zul görmesi çok acı. Onlar için yaptığım iletişimlerle geçen zamanlara çok acıdım şimdi…