5G teknolojine yönelik çalışmaların tek marka altında toplanması çağrısında bulunan Atalay, “Çıkacak ürün bir tane olmalı ve o da bir marka olmalı. Adına ne derseniz deyin veya sahibi kim olursa olsun, bu Türkiye’nin markası olmalı” dedi
HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, 5G teknolojisine yönelik çalışmaları değerlendirdi. Atalay, bu alanda HAVELSAN’ın koordinasyon, entegrasyon, test ve aynı zamanda da network sanallaştırma fonksiyonunu üstlendiği OSTİM merkezli “haberleşme teknolojileri kümelenmesi” ile NETAŞ, ASELSAN ve Argela firmalarının Savunma Sanayii Müsteşarlığı çatısı altında toplanarak ULAK AŞ’ye dönüşen “yerli ve milli baz istasyonu yapma projesi” olmak üzere iki çalışmanın bulunduğunu aktardı. Bugüne kadar yapılan çalışmaların mükerrer sayılamayacağını belirten Atalay, şöyle konuştu: “Benim çağrım şu, özellikle bundan sonra gelinen çalışmalardaki aşamalar göz önüne alındığında, bazı şeylerin her iki tarafta da yapılmasını gerektiren bir noktaya gidiyor. Zaten 5G konusunda uzman açığımız var. Dolayısıyla mevcut uzman sayısını ikiye bölerek gücümüzü zayıflatmamalıyız. Bir yandan da aynı konuya çalışmak bir kaynak israfıdır. Örneğin sizin radyo devresini iki defa yapmanıza gerek yoktur. Birisinde varsa öbürü kullanmalı. Bu yüzden diyorum ki geldiğimiz nokta itibarıyla hem daha hızlı yol almak, hem de kaynakları etkin kullanmak için bu iki yapının birlikte çalışması, yani güçlerini birleştirmesi lazım.”
Atalay, 5G çalışmalarında tekrara düşülmemesi gerektiğine değinerek, “Çıkacak ürün bir tane olmalı ve o da bir marka olmalı. Adına ne derseniz deyin veya sahibi kim olursa olsun bu, Türkiye’nin markası olmalı. Bunu da sadece Türkiye’ye değil başka pazarlara da satmalıyız. Zaten böyle bir potansiyel de var.” ifadesini kullandı.
5G alanındaki çalışmaların henüz yeterli seviyeye ulaşamadığını, bu konuda doğru zamanın beklenmesi gerektiğini vurgulayan Atalay, uluslararası standart belirleyici kurumların bu alanda yayımladığı versiyonlar göz önüne alındığında, henüz 5G’yi tam anlamıyla karşılayacak teknolojilerin üretilmediğine dikkati çekti. Atalay, “Standart belirleyici kurumlar tarafından belirlenen teknik performans göstergeleri var. Gecikme süresi 1 milisaniyenin altında kalması, hızın belirli bir seviyeye ulaşması gibi. Onlar belki bu standart yayımlarının 17,18 veya 19’uncu versiyonlarında olacak. Gerçek 5G, o standartların sağlanmasıyla olacak.” dedi.
Bu alandaki yabancı kaynaklı ürünlerin de henüz tam uyumunun sağlamadığına ve 5G’ye geçişin başlayacağı tarihin, yürüttükleri çalışmalarla senkronize olmasının önemine işaret eden Atalay, şunları kaydetti: “BTK karar alıp ‘5G kullanabilirsiniz’ derse, ilk olacak şey şudur: henüz ürünleri ham olan yabancı şirketler bize ürünlerini 5G diye sunacaklar. Vatandaşın aldığı hizmet, 4,5G’den fazla olmayacak. Bu da bizim 5G çalışmalarımızı baltalayacak. Yabancı yatırımcılar daha büyük bütçelerle çalıştıkları için doğal olarak ürünlerini bizden daha hızlı geliştirecekler. Bizim isteğimiz, çalışmalarımızı yakından takip etsinler, biz geliştirene kadar onları da bekletsinler. Biz de bu işe aynı zamanda başlayalım.”
YORUM: Ben bu tip açıklamaları çok tehlikeli buluyorum. Neden mi? Çünkü Türkiye’de kısıtlı kaynaklarla yapılmış bazı şeyler var ve herkes buna sahip çıkmaya çalışıyor. Bazı teknolojilerin yerlileri daha iyi olduğu için değil devlet onları sopayla kullandırtmaya çalıştığı için kullanılıyor. Mesela 3-4 firma kendi aralarında rekabetle en iyi olan cihazı sisteme dahil etmeye çalışsalar… Hayır devlet kime göev verdiyse onların gücü neye yettiyse onu kullanıyoruz. Serbest piyasa olamıyoruz hiç…
Atalay’ın son söylediği ise yine 4G ihalesinde yaşadıklarımızı yaşatacak bize: Biz Havelsan veya Ulak bitti diyene kadar bekleyeceğiz bekleyeceğiz yeni sistem geçmeyi. Sonra onlar tamam diyecekler ve ortaya bir baz istasyonu koyacaklar. Sonra operatörler yine onları almayacak ve yine kavga çıkacak. Sonra gecikmenin arasını kapatabilmek için 5,63G gibi bir şey uyduracağız.
Ben de yabancı ekipmanların kullanılmasındansa Türk olanların devreye alınmasından yanayım. Ama bnun karyılığında 5G’yi yıllarca geciktireceksek, yurt dışında üstünde on yıllardır çalışılan bazı önemli gelişmeleri kendi sistemlerimizie zaten onlar 4,5G kadar hızlı ancak diyerek aktarmayacaksak… İşimiz var bizim…