“BU” İletişim Başkanlığı demokraside “BÖYLE” varolamaz

Ülkemizde bir iletişim başkanlığı var. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kuruldu.

Kararnamedeki tanımı şöyle:

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı,
“Devletin iç ve dış kamuoyuna yönelik iletişim faaliyetlerini yürütmek, Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak, kamuoyunu doğru ve hızlı bilgilendirmek, stratejik iletişim politikaları geliştirmek ve uygulamak amacıyla kurulmuştur.”

Görevleri arasında şunlar yer alır:

  1. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurum ve politikalarının iç ve dış kamuoyuna anlatılması,
  2. Kamu diplomasisi faaliyetlerinin planlanması ve yürütülmesi,
  3. Basın-yayın organları ile ilişkilerin koordinasyonu,
  4. Devletin iletişim stratejilerinin oluşturulması,
  5. Yalan haberle ve dezenformasyonla mücadele edilmesi,
  6. Devlet sembollerinin kullanımı ve korunmasına ilişkin düzenlemeler yapılması,
  7. Cumhurbaşkanının iletişim çalışmalarının yönetilmesi.

Başkanlık, doğrudan Cumhurbaşkanına bağlıdır.

İletişim Başkanlığı nasıl çalışır?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, uygulamada:

  • İktidarın siyasi iletişimini yürüten merkezî bir propaganda aygıtı gibi çalışır.
  • Hem geleneksel medya (gazeteler, TV, ajanslar) hem de sosyal medya üzerinden mesajlar üretir, izler ve yönlendirir.
  • Devlet kurumlarının tek sesli hale gelmesi için strateji oluşturur.
  • Kriz zamanlarında hükümetin söylemini belirler (deprem, savaş, seçim vs.)
  • TRT, Anadolu Ajansı gibi kurumlarla fiilen eşgüdüm içinde çalışır.

Tarafsız olması beklenen kamu kurumu, fiilen tek bir siyasi partinin iletişim organı gibi algılanmaktadır. Muhalefetle ilgili karalayıcı söylemler, devlet kaynaklarıyla üretilmekte; bu durum demokratik eşitlik ilkesine aykırı bulunmaktadır. Yurtdışı tanıtımı adı altında uluslararası lobi faaliyetleri ve medya içerikleri üretmekte; bunlar da zaman zaman objektiflikten uzak olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir.

Diğer ülkelerde nasıl çalışıyor?

🇺🇸 ABD – Beyaz Saray İletişim Direktörü / Basın Sözcüsü

  • Muadili: White House Communications Director + Press Secretary
  • Görevler: Başkanın kamuoyuna mesajlarını iletmek, basınla ilişkileri yürütmek, stratejik iletişim planları geliştirmek.
  • Farklar: ABD’deki sistemde bu görevler daha çok “danışman” düzeyinde; bağımsız medya ve federal yapı dolayısıyla etkileri sınırlıdır. Yani Fahrettin Altun’un hem kamu diplomasisi hem içerik üretimi hem de medya yönlendirmesi gibi geniş yetkileri burada dağılmış durumda.

🇬🇧 İngiltere – Başbakanlık İletişim Direktörü

  • Muadili: Director of Communications at 10 Downing Street
  • Görevler: Başbakan’ın mesajlarını organize etmek, medya stratejilerini belirlemek.
  • Farklar: Genellikle profesyonel iletişimcilerden seçilir, görev süresi kısa olabilir. “Kamuya tek ses” yaklaşımı yoktur; çok merkezli medya yapısı nedeniyle etki alanı sınırlıdır.

🇫🇷 Fransa – Élysée Basın ve İletişim Direktörü

  • Muadili: Directeur de la communication de l’Élysée
  • Görevler: Cumhurbaşkanının açıklamalarını organize eder, basınla ilişkileri yürütür.
  • Farklar: Fransa’da kurumlar arası iletişim çok daha şeffaftır; Türkiye’deki gibi bir “tek elden propaganda/iletişim stratejisi” yaklaşımı daha az baskındır.

🇨🇳 Çin – Devlet Konseyi Basın Ofisi

  • Muadili: State Council Information Office (SCIO)
  • Görevler: Devletin iç ve dış propagandasını yönetir, medya sansürünü organize eder, “Çin anlatısını” dünyaya iletir.
  • Farklar: Fahrettin Altun’un yürüttüğü işin çok daha katı, ideolojik ve partili versiyonudur. Parti-devlet ayrımı yoktur. Ancak aynı şekilde kamu diplomasisi, sosyal medya takibi ve küresel algı yönetimi gibi görevler ortaktır.

Fahrettin Altun devlet memuru mudur?

Fahrettin Altun’un yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı rolü devlet memurluğu statüsünde bir kamu görevidir. Ancak bu pozisyon klasik anlamda bir 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi “kariyer memurluğu” değil, atama yoluyla gelen üst düzey bürokratik bir görevdir.

  • Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kurulan bir başkanlık biriminin (İletişim Başkanlığı) en üst yöneticisidir. Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atama ile görevlendirilir. Dolayısıyla görev süresi, performansı ya da disiplin süreci tamamen yürütmenin takdirindedir. İstendiği zaman görevden alınabilir.

Teknik olarak kamu görevlisidir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabidir, ancak istisnai memuriyet kapsamındadır (tıpkı büyükelçiler, valiler, müsteşarlar gibi). Emeklilik, maaş, özlük hakları bakımından devlet memurluğunun avantajlarından yararlanır. Ancak klasik memurlar gibi sınavla veya KPSS ile bu göreve girilmez; siyasi iradenin takdiriyle atanır.

Fahrettin Altun, siyasi bir atama ile görevlendirilmiş üst düzey bir kamu görevlisidir. Devletin resmi görev tanımı içinde yer alır, dolayısıyla memurdur; ancak kamuoyundaki görünürlüğü ve yaptığı iş itibarıyla partiler üstü teknik bir görevli değil, oldukça siyasal içerikli ve stratejik bir aktördür.

UnvanAtayan YetkiliYasal DayanakGörev SüresiMeclis DenetimiTarafsızlık BeklentisiFiilî Siyasi Etki
İletişim BaşkanıCumhurbaşkanıCB Kararnamesi (2018)Belirsiz✅ Çok yüksek
Savunma Sanayi Başkanı (SSB)CumhurbaşkanıCB Kararnamesi / 3238 s. KanunBelirsiz⚠️ Zayıf⚠️ Teknik görünümlü✅ Artan
TRT Genel MüdürüCumhurbaşkanı2954 sayılı TRT Kanunu5 yıl✅ Kâğıt üstünde✅ Fiilî olarak çok partizan
Anadolu Ajansı Genel MüdürüCumhurbaşkanıAA Tüzüğü (1933)Belirsiz✅ Çok yüksek
TİKA BaşkanıCumhurbaşkanıCB Kararnamesi (2018)Belirsiz⚠️ Yumuşak güç alanı⚠️ Bölgesel
Basın İlan Kurumu Genel MüdürüCumhurbaşkanı / BİK195 sayılı KanunBelirsiz⚠️ Sınırlı⚠️✅ Medya kontrolü yüksek
Diyanet İşleri BaşkanıCumhurbaşkanı633 sayılı KHKBelirsiz⚠️ Teorik tarafsızlık✅ Artan siyasallaşma
YÖK BaşkanıCumhurbaşkanı2547 sayılı Kanun4 yıl⚠️ Sınırlı✅ Akademik görünürlük✅ Artan partizanlık

Dünyada tarafsızlık nasıl sağlanıyor?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın bir kişi ve partiyi parlatması, teknik olarak devlet kaynaklarıyla bir siyasi propagandanın yürütülmesi anlamına gelebilir. Bu durum, devletin tarafsızlığı ilkesine ve kamu kaynaklarının adil kullanımına aykırı bulunabilir.

Cumhurbaşkanlığı makamı, 2017 Anayasa değişikliğiyle tarafsız değil, doğrudan partili hale geldi. Fahrettin Altun gibi bir iletişim başkanı, “devleti temsil ediyor gibi görünse de”, aslında iktidar partisi adına konuşan bir figüre dönüşüyor. Bu görev vergilerle finanse ediliyor ama tüm vatandaşların değil, iktidarın sesi olarak işlev görüyor.

ABD: Devlet ve seçim kampanyası ayrılmış

  • White House Communications Director: Başkanlık politikasını anlatır ama tarafsız olması beklenir.
  • Campaign spokesperson (seçim sözcüsü): Başkanın partisinin veya yeniden seçilme kampanyasının resmi savunucusudur, ayrı bütçesi vardır.
  • Karışmazlar. Beyaz Saray basın brifinglerinde seçim propagandası yapılmaz. Yapılırsa, “Hatch Act” ihlali olur (ve cezai yaptırımı vardır).
  • “Kamu fonu kullanan kimse, seçim propagandası yapamaz.”

HATCH ACT (1939) – Kamu Görevlileri ve Siyaset

Bu yasa der ki: Kamu görevlileri görev yaparken tarafsız olmalı, kamu kaynaklarıyla siyasi faaliyet yürütemez.

  • Başkan, resmi unvanıyla ve devlet bütçesiyle konuşuyorsa tarafsız olmalı. (örn. Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısı)
  • Başkan, seçim mitinginde konuşuyorsa veya sosyal medya hesabından partisi adına çağrı yapıyorsa partili olabilir, açıkça konuşabilir.
    Ama devlet kaynakları bu etkinliğe dahil edilmemelidir.

Örnekler:

İhlale örnek:

  • 2020’de Trump’ın Cumhuriyetçi Ulusal Kongre konuşmasını Beyaz Saray bahçesinden yapması, Hatch Act’i ihlal ettiği gerekçesiyle çok eleştirildi. Çünkü devlet binası kullanılmıştı.

Kurala uygun örnek:

  • Biden 2024 kampanyasını yürütürken, Beyaz Saray dışında, tamamen kendi kampanya bütçesiyle şehir şehir dolaşır ve “Trump’a oy vermeyin” diyebilir. Ama bunu Beyaz Saray ofisinden yapamaz.
  • ABD Başkanı; White House Press Roomda konuşursa devlet adamı sayılır, siyasi konuşma yapamaz. Seçim mitinglerinde konuşursa kampanya yürütür, devlet fonu kullanamaz.

Almanya: Devletin nötrlüğü anayasal güvence altında

  • Başbakanlık Basın Bürosu yalnızca devlet politikası hakkında bilgi verir.
  • Seçim dönemlerinde başbakan veya bakanlar seçim faaliyetlerine katılırsa, masraflar tamamen partiden karşılanır.
  • Kamu spotlarında siyasetçilerin isimleri veya yüzleri yer almaz.

İngiltere: Hükümet iletişimi ile siyasi iletişim ayrı

  • Government Communications Service (GCS) kamuya bilgi verir.
  • Seçim dönemlerinde “purdah rules” devreye girer: Devletin hiçbir yetkilisi, siyasi övgü/eleştiri yapamaz.
  • Örneğin: Bir bakan “Muhalefet ülkeyi batırır” derse bunu hükümet web sitesine koyamaz.

Türkiye nasıl yapabilirdi?

  1. İletişim Başkanlığı, yalnızca politika anlatımıyla sınırlandırılmalıydı.
    • Parti övgüsü, lider portresi üretimi, slogan kampanyaları yapılmamalıydı.
  2. Seçim ve siyaset içeriği partilerin kendi bütçesiyle yapılmalıydı.
    • Cumhurbaşkanı miting düzenliyorsa, bu masraf partiden karşılanmalıydı.
  3. Kamu yayıncılığı bağımsız olmalıydı (TRT, Anadolu Ajansı vb.)
    • Almanya’daki ZDF, İngiltere’deki BBC gibi editoryal bağımsızlıkla çalışmalıydı.
  4. İletişim Başkanlığı bir denetime tabi olmalıydı.
    • TBMM’deki denetim mekanizmalarıyla bütçesi ve faaliyetleri sorgulanabilmeliydi.

Örnek bir yanlış hikayesi

Bir şeyler neden ve nasıl yanlış anlaşılabilir konusunda örnek bir hikayeyi İletişim Başkanlığı bütçesinden çıkarabiliriz:

Bütçe (2019–2025)

  • 2019: Yaklaşık 344 milyon TL
  • 2020: Yaklaşık 443 milyon TL başlangıç, harcamada %99,5’e yakın gerçekleşme .
  • 2023: Temsil ve tanıtma ödeneği üzerinden bakıldığında; 327,9 milyon TL ödenekle başlayan yıl, 1 milyar 92 milyon TL harcandı; yani üç kattan fazla aşım
  • 2024: Toplam bütçe 4,1 milyar TL’ye çıkarıld
  • 2025: Önerilen bütçe yaklaşık 6 milyar 155 milyon TL

Özelikle seçimlerin olduğu ve İletişim Başkanlığı’nın bir parti lehinde büyük rol oynadığı yıllarda yaşadığı bütçe aşımları tesadüf denemeyecek kadar dikkat çekici. Sayıştay yapılan harcamaları inceliyor mu? Teknik olarak evet. Sayıştay’ın incelenen yıllarda İletişim Başkanlığı’nın harcama usullerinde prosedür hatası tespit etmediği görülüyor; yani formal açıdan uygun. Öte yandan, seçim yıllarında olağanüstü artan harcamalar kamuoyuna yansımış olsa da, bu konu Sayıştay raporlarının odak noktası olmadı. Harcama amacının ve zamanlamasının seçime/propagandaya yönelimi konusunda Sayıştay doğrudan analiz yapmıyor.

Sonuçta mali mekanizmalar işlese de, şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamu kaynaklarının siyasi kullanımına dair etik denetim eksikliği ortaya çıkıyor.