CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı, “Türkiye’nin, bir an önce on bini aşkın sitenin haklı bir gerekçe olmadan erişime kapalı tutulduğu bir ülke olma ayıbından kurtulması ve bilgi toplumuna doğru yolculuğuna hızlanarak devam etmesi gerektiğini” belirtti. Yani bir anlamda, kendi bakış açılarıyla sert çıktı.
Şimdi size bir hikaye anlatalım: Sene 2001… O zaman Emrehan Halıcı, Türkiye’nin son sol iktidarının önemli taşlarından biri. O zaman içimiz içimize sığmıyor hükümette bilişimci var diye. Ama bir anda anlayamadığımız bir şeyler oluyor. Apar topar bir kanun hazırlığı başlıyor. Kim, neyi nasıl derken içinde o zaman yine DSP’nin baş taşlarından biri olan Hüsamettin Özkan’a atfedilen, ancak kimin olduğu halen tam çözülememiş bir kanun maddesi geliyor kucağımıza. Sinirden kuduruyoruz. Bizim oy verdiğimiz parti, bizim bildiğimiz bir bilişimciyle bizim nereden çıktığını anlayamadığımız bir kanun çıkarıyor.
O zaman da şimdiki gibi haksızlığa hak veresimiz yok, tüm gücümüzle düzeni değiştirmek için saldırıyoruz devletin tüm kurumlarına. Yalvarıyoruz, bağırıyoruz, dil döküyoruz… Ama ne idüğü kimin ittüğü belli olmayan kanun düşüyor kucağımıza. Ağlayacak gibiyiz. Emrehan bey bağırıp çağırmalarımıza cevaben yemeğe çağırıyor…
Gidiyoruz. Bir şeyler söyleyecek ama söyleyemiyor. Bir şarkı çalıyor uzaklarda:
İçinde bin pişmanlık gözlerinde yaş
Yüzünde yasak duyguların verdiği garip telaş
Sesinde bir burukluk ellerin soğuk
Boğazında düğüm, düğüm kelimeler
Erkekler ağlamaz sil göz yaşını
Kaçırma gözlerini benden suçlu, suçlu
Erkekler ağlamaz insanız unutma
Sustururum zamanla içimdeki bu acıyı
Emrehan beyi 22 Ağustos tartışmaları sırasında, seçimlerden hemen önce televizyonda görünce yine çok umutlanmıştım. Öyle ya CNN Türk’te önemli bir saatte televizyondaydı. Ama orada akıl fikir yarışma soruları sordu halkımıza. Sonra da uzuuun uzun bateri çaldı. Sonra gitti. Sonra seçimlere AKP yüzde 50’nin üstüne çıktı.
Şimdi Emrehan bey bir milletvekili olarak bizim bile söylediklerimizin gerisinden gelip sansürcü zihniyetten vazgeçilmeli, sivil toplum kuruluşları çağrılmalı, gelişmiş ülkelerin özgürlük standartları getirilmeli filan diyor.
Sesinde bir burukluk ellerin soğuk
Boğazında düğüm, düğüm kelimeler