Sizler görmek istersiniz veya istemezsiniz… Bilirsiniz ya da bilmezsiniz. Ama biz Türklerin GSM dünyasında çok muteber bir yeri var. Çünkü belki de buharlı devrimin başından bu yana, internet de dahil olmak üzere kaçırdığımız birçok trenin arkasından mendil sallarken GSM dünyasını neredeyse en başında yakaladık. Güzel insanlar yetiştirdik, güzel firmalar ortaya çıkardık. Bu firmalar tüm dünyaya açılan kapılarımız oldu.
Ne yalan söyleyeyim, biraz da şanslıydık, yetiştirdiğimiz birçok insan ve şirket dünya gündeminde muteber oldu. Bu dünyanın içinde ne durumda olduğumuzu görmenin en iyi yolu, o dünyanın tüm bileşenlerinin bir araya geldiği bir kongreye gitmek. Bu kongre, güzel bir ülkenin güzel bir şehrine gitmek ve yemek ve içmek olarak algılanabilir kimi gözler için. Ama özellikle size bahsettiğim tarzda bir gözlem için paha biçilmez bir değer taşıyor.
Fuarda Türklerin birkaç farklı işlevi vardı. Sırasıyla sizlere onlardan bahsedeyim…
Fuara gelen büyük firmalardan başlayalım. Bu firmalar, bu fuara gazeteci topluluklarını taşıyabilecek yeterli kaynaklara sahipler. Burada, önemli konuların masaya yatırıldığı ortamda, kendilerinin de çorbada ne kadar tuzu olduğunun görülmesini istiyorlar. Ama bununla da bitmiyor. Fuar için üretilmiş bir iPhone ve Android uygulaması var. İndirip hangi ülkeden kimler gelmiş, hangi şirketten katılmışlar gibi bilgilere kısa bir filtrelemeyle ulaşabiliyorsunuz. Önünüze çıkan sonuçlar muhteşem. Turkcell, Türk Telekom, Avea, Vodafone gibi şirketleri inceledim. İçlerinde tanıdıklarım da olduğu için işim çok kolay oldu. Orada çoğuna da rastladım. Gerçekten de bir değer yaratmak ve burada iş bağlantıları kurmak istemiş insanlar gelmişti. Gidişatından son derece memnunlardı. Bırakın bezip alışverişe çıkmayı, çoğunla konuşabilmek çin bir toplantıdan diğerine giderken yanlarında koşmak zorunda kaldım iki kelime konuşabilmek için.
İkinci grupta milyar dolarlık olmayıp, buraya iş bağlamak için gelmiş şirketleri anlatayım size. Fuarın yıldızı bence bu şirketlerdi. İTO ile buraya gelmiş ve iş bağlantısı imkanı arayan birkaç şirketle konuştum. Gerçekten mutlulardı. İş bağlıyorlardı. etiya isimli şirketin yetkilileriyle konuşma fırsatı buldum. Türkiye’de yapmakta oldukları CRM işini dünyaya açmak için kendilerini paralıyorlardı. Bunun yanında benim birlikte seyahat etmekten büyük keyif aldığım Komtel’den bahsetmek istiyorum. Onların yaptığı işle ilgili çok geniş bir detayı sizinle paylaşacağım. En basit tanımıyla alışveriş merkezleri, çok büyük binalar, hastaneler ve hatta stadyumlarda onbirlerce kişinin aynı anda telefonla konuşabilmesini sağlayan mucizeler yaratıyorlar. Bunları kendi içinde yarattıkları bilgi birikimiyle yapıyorlar. Kendi yağlarıyla kavrulup Türki Cumhuriyetler’e, Arap yarımadasına ve hatta ABD’ye açılmışlar. Standları bir dakika bile boş kalmadı. Nasıl gidiyor sorusuna cevap alacak kadar bile yaklaşamadım onlara. Fuarı en iyi onlar ve onlar gibiler kullandılar. Türkiye’yi şiş kebap ve lokumla değil, teknolojiyi icat etmiş insanlara o teknolojiyi daha iyi hale getirerek sattılar. Türkiye teknolojiden onlar gibi kurumlar sayesinde katma değer çıkardı. Kimseden de istedikleri vergi indirimi, teşvik, destek ve kıyak yok. İş yapıyorlar ve yapabilmek istiyorlar.
Üçüncü grupta tek kişileri gördüm gfuarda Türkiye’den gelmiş… Bu insanlar gerçekten Türkiye’de ekmeklerini taştan kazıyarak çıkaran, büyük şirketlerin büşük departmanlarında çalışırken kendilerini riske atarak büyümek ve büyütmek için işten ayrılmış olan insanlardı. Fuara dünyayı görmek, kendilerini bu dünyayla kıyaslamak, yeni iş modelleri peşinden koşmak için gelmişler. Türkiye’nin tanıtımını İngiliz gazetelire ilan vermek sanan bir devletin onları getirmeye gücü yetmemiş, ama onlar günübirlik de olsa buraya gelmişler. Buldukları firmaları ve peşinden koyştukları teknolojileri benimle paylaştılar. Benim gördüklerimi sordular, fikir alışverişinde bulunduk. Onları görünce bu ülkenin araştırma geliştirme için harcadığı paraların aslında bu gibi insanlarda ne kadar güzel vücut bulduğunu görüyorsunuz. Çin’den tablet getirip üstüne yüzde 20 koyarak satıp dünya para kazanabilecek bu beyinlerin yenilik araması ve bunun için cebinden fuara gelmesi geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
Bir de diğerleri var.
Devlet erkanımız da fuara gelecek. Devletimiz hiçbir operatöre haksızlık olmasın diye her biriyle ayrı ayrı buluşacak. Göreli küçük ölçekli Türk katılımcılar, devlet erkanı ile buluşmak için can atıyor. Çünkü başka bir yerde buluşma imkanları yok. Büyük firmalar devlet erkanıyla ortak buluşmalar ayarlamış ama küçük firmalar, bakanın hangi gün geleceğini bile bilmiyor. Devletten istedikleri bir şey de yok. Sadece ilgili bakanın yaptıklarından haberdar olmasını istiyorlar. Yaptıklarını görsün istiyorlar. Belki manen takdir istiyorlar. Çünkü ne vergi indirimi getirmiş onları bulundukları yere, ne de aylar sonra verilen çalışanların bir kısmının maaşlarının teşvik olarak verilmesi. Onlar kazımışlar, tırmalamışlar kazanmışlar. Bu anlamda tuzları çok kuru.
Yarın devlet erkanımızla biz de bir araya gelerek fuar izlenimlerini, fuara gelen insanların yaptıklarını ve çektiklerini soracağım. Bakalım devletimiz o beyinleri hakettikleri kadar biliyor mu, bakalım beyinler bu bakış açısını hakediyor mu… Göreceğiz.
Kaldığım otele beni götüren taksici fuar hakkında ne düşünüyorsun diye sordu. Ne dediğini anlamıyorum dedim. Söyleyecek bir şeyim yoktu. O sırada aklım, bizimkinin iki katı büyüklükteki Romanya standındaydı.