Aksak Timur, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğrar. Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.
Padişah da giderken bu konuk severliğe karşılık; “Köyünüze bir fil hediyem olsun” der ve gider. Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder. Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz.
Hocaya:
-Hocam perişan olduk bizi kurtar. Biz bu file birşey yapsak padişah kellemizi alır derler. Hoca:
-Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der. Köylüyü arkasına alır huzura çıkar.
Timur:
-Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar.
Hoca:
-Padişahım bu filiniz derken bir bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış.
Padişah:
-Eeeee ne olmuş file?
Hoca:
-Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık.Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz.
Bu fıkrayı niye yazdım? Yıllardır hep bu konunun üstündeyim ama iki haftadır daha fazla bir biçimde fiber dikilmesi için verilmeyen izinleri, cevaplanmayan istekleri yazıyorum. Bunun için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden verilen fiber kazı izinlerinin 7 yıllık listesini istedim ve haberini yaptım. Bu vesileyle fiberden şikayet edenlerin hepsinden pozitif geri dönüşler aldım özelime. Ama ne zaman yazdıklarım konusunda görüş istesem herkes farklı bir belirsizliğe doğru koşarak uzaklaşıyor.
Bugün Vodafone genel müdürüne herkesin ortasında sordum nedir olan biten diye. Devlet fiberin öneminin farkında önemli adımlar atıyor dedi ve eleştirmekten kaçındı.
Sanki fiber benim özel işlerim için lazım da o yüzden haberini yapıyorum. Sanki bunun sorununu yaşayan tek ben varım.
Tamam vermeyin değerli görüşlerinizi kötü olmayın devlet erkanıyla…
Bu sene İstanbul gibi bir büyükşehirde belediye sadece 7 kilometre fiber kazım izni verilmiş. Sanki bana verilmiyor izinler…
Sevgili devletim bu şirketler yaptıklarınızdan çok memnun. Lütfen gelecek sene 7 santim kazı izni verin. Boşverin fiberi bu kadar bakırı ne yapacağız sonra…
Bir fil daha gönderin bize, basının arkasında durmayan şirketlerin yarattığı geniş boşluğu doldurur…