The Guardian yapay zekadan yargıç olur mu sorunsalını masaya yatırmış ve konuyu olabildiğince sündürmüş.
Yapay zeka deyince insanların aklına ya insanlığı sona erdirecek Terminator’lar geliyor ya da embesil ve oda büyüklüğündeki bilgisayarlar. Oysa yapay zeka kelimenin tam anlamıyla bir yazılım. Biz o yazılıma öğrenmeyi öğretiyoruz. Çünkü bizim kafamızın içinde mantık yürütme zincirini sağlayan, olayları birbirine bağlamaya yarayan mekanizmalar var. Eğer bizim gibi olmasını istiyorsak bizim gibi öğrenmeli diyoruz.
Örnek verelim: Yolda yürüyorsunuz ve bir muz kabuğu gördünüz. Buna basarsanız düşüp fıkralara konu olma riski taşıdığınızı anlar, basmama kararı alırsınız. Hatta eğer muz kabuğunu yerden almazsanız bir başkasının basacağını düşünür, iyilik olsun diye onu alıp çöpe atarsınız. Bunların hepsi sizin milyonlarca yıllık evriminizin, binlerce yıllık insani görgünüzün ve onlarca yıllık eğitim ve öğretiminizin bileşkesiyle aldığınız düzinelerce kararlar zincirinin sonucu.
Bu örnek, sadece bir muz kabuğuna basıp düşmemek içindi. Şimdi gelin işi karmaşık ve vicdani hukuki kararlar mertebesine getirelim.
Yasaları iyi bilen, kanıtları anlayabilen, bunları ahlaki değerlerle harmanlayabilmesi gereken bir yapay zekayı tartışıyoruz. University College London’daki yazılımcılar, yapay zekayı kanunların üstüne salmışlar. Amaç gerçek hayatta alınan kararlarla yapay zekanın aldığı kararları karşılaştırabilmek…
Yapay zekalı yargıç; işkence, aşağılayıcı muamele ve mahremiyet içeren beş davada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlarıyla aynı karara ulaşmış.
Kanunların üstüne salınan algoritma, işkence ve aşağılayıcı muamele, adil yargı ve mahremiyet ile ilgili 584 vaka için İngilizce veri kümelerini incelemiş. Her durumda, yazılım bilgileri analiz etmiş ve kendi yargı kararını vermiş. Değerlendirilenlerin yüzde 79’unda, yapay zeka, mahkemeyle aynı kararı vermiş.
UCL’in bilgisayar bilimleri bölümünün baş araştırmacılarından Dr. Nikolaos Aletras şunları söylemiş: “Yapay zekanın hakimlerin veya avukatların yerine geçmesini düşünmüyoruz. Ancak belirli sonuçlara yol açan vakalarda hızlı bir şekilde tanımlama yapmak faydalı olabilir.”
Yani aslında olayı şöyle düşünmek lazım: Bu yapay zeka davalara bakan bir yargıç değil, yargıçlar bu davalarda ne karar verebilir diye size akıl veren bir danışman olabilir. Yani bir nevi danışman avukat gibi çalışacak. Elbette daha ucuza gelecek. Hatta insanlar hangi bakış açısını değiştirirlerse sonuçlara nasıl etki eder gibi şeyleri buna bakarak anlayabilecekler.
Program, aslında benim yazmak istediğim şeyi ortaya çıkarmış: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının, hukuki olmayan gerçeklere, salt hukuki argümanlardan çok daha fazla yer verdiği ortaya çıkmış.
Hukukla ilk tanıştığımda kanun ve yasaların aslında birer bilgisayar programı algoritması gibi kodlandığını görüp çok şaşırmıştım. Değişkenleri tanımlıyorsunuz, olası durumları anlatıyorsunuz ve çıkması muhtemel sonuçların mümkün olan en büyük kısmını öngörmeye çalışıyorsunuz. O yüzden özellikle yapay zekayla çok iyi geçinebilir bu sistem.
Ancak göz önünde bulundurmamız gereken çok büyük bir olgu var: Vicdan!
Evet hukuki sistemde kravatını takarak mahkemede son derece saygılı duran bur adam iyi hal indirimi alabilir. Ancak bu adam kendi çocuklarını taciz eden biriyse… Ona iyi hal vermeli misiniz? İşte bu noktada vicdan devreye giriyor. Yapay zeka vicdan kavramını çözebilir mi?
Benim görebildiğim kadarıyla koca koca adamlar çözemiyor. Ülkeden ülkeye, hatta ABD gibi ülkelerde eyaletten eyalete değişiyor. Bana çok zor geliyor bunun bitlere ve baytlara indirilebilmesi…