Bundan yıllar önce Türkiye’ye geldiğinde de, bugün de eleştiri oklarından hiç kurtulamadı Microsoft. O hep Amerikan bayrağının yıldızlarından biri, Türkiye’ye fütursuzca gelip denize dökülmek istenen 6. filo gibiydi. Ne çıkardığı yazılımlar, ne eğitime yapmaya çalıştığı katkı, ne de sosyal sorumluluk projeleri değiştirebildi bunu. Bazı şirketlerin algı yaratma ve yönetme konusunda doğası itibarıyla sorunları vardır. Microsoft’un da var.
Ancak dikkatsiz gözlerden hemen kaçmıştır, Microsoft geçtiğimiz günlerde bir bülten çıkardı: 26 Ekim’da dünya lansmanı yapılacak olan Windows 8, ilk Türk uygulamalarının Windows 8 Mağaza’da yer alması için Türkiye’deki yazılım ve uygulama geliştiricileri bekliyor deniyordu bültende. Türkiye’de de uygulama mağazası tamamen Türkçe ve TL satınalma seçeneği ile pek çok gelir modelini destekleyecekmiş. Geliştiriciler uygulamalarını ücretli veya reklam gelir modeli ile destekli olarak ücretsiz yayınlayabilmenin yanı sıra uygulamayı indirenler için kısıtlı deneme sürümünü de dahil ederek ücretli olarak yayınlayabiliyorlarmış.
Bence bu, Microsoft’un o 1990’lı yılların ortasından gelen Türkiye macerasının en önemli dönüm noktalarından biridir. Çünkü şirket, benim cihazlarını severek kullandığım i başlangıçlı ürünler satan şirkete kıyaslandığında dev bir adım atmış bulunuyor. Ürünü henüz piyasaya sunulmadan Türk yazılımcılara potansiyel vaadeden bir pazarın kapılarını açtı. Üstelik Türkçe, üstelik sen gelemezsin öteki gelsin demeden.
Apple içinde de istediğiniz zaman geliştirici hesabı açtırıp uygulama alıp satabiliyorsunuz diyenleriniz olacaktır. Peki bütün dünyaya sundukları iBook Author ile kitap yazmayı denediniz mi? Ben denedim. Yazdım da… Peki onu sisteme koymayı denediniz mi? Ben denedim. Benden ABD vatandaşı olmamı istedi. DEğildim. O zaman sen Fransa’da bilmemkimlerin üstünden yap diye akıl verdi bana. Niye? Çünkü öyle…
Ben şu anda etkin kullanıcısı olmasam da (Şimdilik i tabanlı aletleri bırakabilirmişim gibi gözükmüyor) atılan adım ve yapılan hareketi sonuna kadar destekliyorum. Kendi adıma Microsoft’a teşekkür ediyorum. Türkiye’de böylesi ve etkin bir kurumun varlığının yarattığı değişikliği ve farkı herkesin görmesini diliyorum.
Apple Türkiye’de yapılandırmasını tamamlamak üzere gibi gözüküyor. Basının bir kesimine yeni Türkiye genel müdürlerinin ismini sızdırdılar bile. Ama gerçekten burada olduğunu bize hissettirmesi lazım… Microsoft bunu hissettiriyor. Bunun için 17 sene bilfiil burada olması şart değil. Ama ürünlerini bir büyük ailenin alt kuruluşu kanalıyla satıp geliştirici hesabını sadece ABD pasaportlulara vererek olacak iş gibi gelmiyor bu bana…