Turkcell’in ambargosu kalkan İran ile ilişkilerinin tarihçesi

Bunları anlatıp Turkcell’in saf, kafasına vur lokmasını al şirketi olduğu izlenimini yaratmak istemiyorum. Neler olup bittiğine dikkatlice bakalım, bence ciddi bir dik duruşu buradan görebileceğiz:

Turkcell 2005 yılının son çeyreğinde İran mahkemelerine başvurarak ihale şartlarına aykırılığı dile getirdi. Yürütme durdurulsun dedi. Eğer orası bir hukuk devleti olsaydı sonuca yönelik adımlar atılabilirdi. Burada ne oldu? Hakim davaya bakmayı reddetti! Ardından başka bir hakime gidildi. O ne yaptı? Davadan çekildi!

Bakanlık hiçbir yazılı başvuruya cevap vermedi. Toplantı taleplerini kabul etmedi. Turkcell ile konuşuyor diye İran’ın BTK’sı olarak nitelenebilecek kurumun başkanı görevinden alındı. Bakanlık yetkilileri Turkcell’i hedef alan MTN’yi öven demeçler vererek tarafsızlığı toprağın altına gömdü.

Peki Turkcell sonrasında ne yaptı? Amerika’da MTN aleyhine dava açarak bu şirketin ipliğini pazara çıkardı. Bunu halka şu şekilde duyurdu:

Şirketimiz 2004 yılında İran’da düzenlenen uluslararası bir ihale sonucunda İran’ın ilk özel GSM Lisansını almaya hak kazanmış olmasına rağmen; İran bu lisans anlaşmasını Şirketimizi sürecin dışında bırakarak Turkcell yerine Güney Afrika menşeli MTN isimli bir operatör ile imzalamıştı.

Şirketimiz tarafından yeni edinilen bilgiler, anılan sözleşmenin Şirketimiz yerine MTN ile imzalanmasının, MTN’in o tarihlerdeki bazı eylemlerinin sonucu olduğunu göstermektedir. Turkcell, MTN’nin eylemleri nedeniyle kendisinin ve hissedarlarının zarara uğradığını da dikkate alarak, bugün itibariyle MTN aleyhine, neden olduğu bu zararların tazmini istemiyle bir dava açmıştır.

Dava, her iki şirketin ABD’de yoğun iş bağlantıları olduğu ve MTN’in bazı eylemlerinin uluslararası hukuk kurallarını da ihlal ettiği iddiaları dikkate alınarak ABD Columbia Bölge Mahkemesi’nde açılmıştır.

Turkcell’in daha önce MTN ile uzlaşma konusunda bazı teşebbüslerinin mevcudiyetine rağmen, MTN Mart ayında yaptığı bir açıklama ile bu görüşmelere son verdiğini kamuoyuna bildirmiştir.

Dava konusu neydi? İddiaya göre Turkcell, MTN ile İran yetkilileri arasında yazışmaları ele geçirdi. Bu yazışmalarda MTN’nin İran’ın nükleer çalışmalarıyla ilgili lobi yapma sözü verdiği yazıyordu. Bununla da kalmayan MTN, İran’ın ordusuna da yüksek teknolojili cihazlar vererek destek verecekti. Dünyada zaten İran – Güney Afrika ilişkisi mercek altında: Ülkeler İran’a konan petrol ambargosunun sürekli olarak bu ülke tarafından delinmesini eleştiriyor.

MTN tabii ki konuyu sert bir biçimde reddetti. Turkcell bizden para sızdırmak istiyor dedi, ihaleyi hakkıyla aldıklarını dile getirdi. Güney Afrika dışişleri bakanlığı sözcüsü Clayson Monyela, hükümetin konuyla muhataplığının bulunmadığını söyledi.

MTN halen yemin billah ediyor, aramızda rüşvet olayı olmadı diyor. Ama şu olan biteni yukarıdan aşağı okuyunca normal bir ticari faaliyet olmadığı çok açık değil mi?

Yorumu size bırakıyorum.

Özetle:

Şu anda Turkcell neden İran’a gidiyor bunu nasıl yapacak bilmiyorum. Yaşananların üstüne beyaz bir sayfa açmak mümkün mü bilmiyorum. Ama İran ilginç adımlar atar ve orada köklü değişiklikler yaparsa, olaya bizim devletimiz de kendi şirketini ve sermayesini savunan bir sorumluluk bilinciyle girerse bazı değişiklikler olabilir. İranlı’ların Turkcell’i Güney Afrikalı’lardan daha çok seveceğine eminim.