Google’ın Türkiye operasyonundan Zeitgeist kullanımıyla ne aradık ne aramadık konusunda bir bülten yayımlandı. Gelin birlikte derinlemesine bu dokümandaki verileri inceleyelim:
Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında arama motoruna çok aptalca bir bakış açısı var: Türkiye internete değil Google’a giriyor. Türkiye’de en çok girilen siteler, Facebook, Mynet, Milliyet ve Hürriyet’tir hiç şüphesiz. Ve bu kelimeler Google’da en çok aranan kelimelerin başında geliyor. Yani insanlar bir tarayıcı açtıkları zaman onun tepesine milliyet.com.tr yazmak yerine google.com yazıp onun içine milliyet araması veriyorlar. Bu akıl alır gibi değil. Ama arama sonuçları gösteriyor ki bu bir tez değil gerçeklik.
Akabinde ünlü aramalarına bakalım, acaba hangi ünlüleri seviyoruz diye… Bu sene transferin flaş takımı Beşiktaş’ın getirmeyi planladığı ve getireceği oyuncular Google’ın gözdeleri. Quaresma ve Robinho, Google aramalarında ikinci ve üçüncü sıradalar. En tepede Justin Bieber var. Deniz Baykal, popülerlik sıralamasında Beşiktaşlı futbolcuların ardından geliyor.
Bir de Türk insanının anlamını bilmediği şeyleri Google’a sorması var… O kadar büyük şeyler bekliyorlar ki Google’dan, o kadar büyük sorunsallara cevap vermesini bekliyorlar ki bir süre sonra acımaya başlıyorsunuz bu insanlara: İkinci sırada gelen soru “Aşk nedir” olmuş… İnsanlığın onbinlerce yıldır yaşadığı duygunun anlamını, belki de formülünü Google’a soruyor insanımız. Google’ın ne demesini istiyorlar acaba? Ben de acaba ne cevap vermiş olabilir diye sordum, 18 yaşından küçüklerin giremeyeceği bazı siteler geldi. Google’ın önerdiği aşk buymuş meğer…
Gelelim dünyada neler olup bittiğine. İnternetin ruhuna dünya klasmanından baktığımızda karşımıza çok da farklı bir sahne çıkmıyor: En hızlı yükselen aynı Türkiye’de olduğu gibi herkesin görüntülü sohbet edebildiği, ama çoğunlukla seks içerikli bir mekanın internet adresi… Allah herkesin gönlüne göre versin. Sanırım yine aşk arayışından kaynaklanıyor bu.
Aramalarda en hızlı düşen, insanların en çabuk unuttuğu şeylerin başında ise kuş gribi geliyor. Dünya gündemine tepeden inme şekilde geldi, herkes çok korktu ama sonra aynı hızla gündemimizden çıktı. Bunu anlayabiliriz ama Michael Jackson’ı anlayamıyorum. En hızlı düşenlerin arasında, eskinin en sevilen pop yıldızının olması belki sadece bizim dönemin çocuklarını rahatsız ediyordur.
Teknolojik aramalarda iPad ve iPhone’un, kısacası Steve Jobs’ın karşı konulmaz bir üstünlüğü var. Sonrasında Nokia ve ürünleri geliyor. Sağlık konusunda ise elbette diyetle ilgili aramalar en tepede. Ama altıncı sırada bir arama var ki insanlık için korkutucu özellikler taşıyor: İnsanlar apandist belirtilerini arıyorlar. Yani karnı ağrıdığında “acaba apandisit mi” diyerek veriyorlar kendilerini internete. Doktora gitseler? Hayır Google’a gidiyorlar.
Bu söylediğime inanması çok zor gelebilir ama… İnsanlar haberlerin içinde ne arıyorlar diye baktığımızda birinci sırada Haiti, üçüncü sırada Şili doğal felaketler yüzünden geliyor. Peki ikinci sırada kim var? Beşiktaş!!! Dünya haberler arasında Beşiktaş’ı aramış. Buna sevinmeli miyim bilmiyorum. Umarım o liste dünya değil Türkiye listesidir. Ama Türkiye’de Jörg Kachelmann’ın aranacağını pek zannetmiyorum.
Aslında bu yazıyı formüle ederken bu bilgiyi yazının başlığına çıkaracaktım. Ama ağır bir Beşiktaşlı olarak takımımın, tatili gelmiş Guti’nin yardımıyla Eskişehir’e yenildikten sonra “ararım seni her yerde…” melodisine muhattap kalmasını istemedim. Eski Beşiktaş’ı biz de arıyoruz.