Bu ülkede bir zamanlar teknoloji fuarları yapıyorduk. Siz bilmezsiniz, birkaç kişilik grupla başladık teknoloji fuarları koşusuna. Bir masa bir sandalye koyup halka ne teknoloji yaptığımızı anlatarak giriştik bu işe. Birkaç metrekarelik alanlardaki gösterişsiz standlardı bizim ilk itici gücümüz.
Sonra iş büdüyü. Daha çok anlatacak şeyimiz oldu. Fuarlar büyüdü. Sayıları arttı. Halkın ilgisi büyüyünce anlatacak şeyi olanların da ilgisi büyüdü. Türkiye’nin teknoloji büyükleri buraya sponsor oldu. Hangisinin burada daha büyük salon kiralayacağı aralarında bir yarış haline geldi.
Sonra anlayamadığım bir şeyler oldu. Almanlar geldi bizim fuarları aldı, ülkenin yöneticilerinin fuara olan ilgisi söndü, halkın fuara olan ilgisi söndü. Şirketler fuarlara sponsor olmamaya, hatta orada stant açmamaya başladılar. Fuarlar dönüşüp oyun ve pencere fuarı şekline dönüştü ve bitti.
Fuarların ölmesi kimi daha çok bozdu? Ben size söyleyeyim, oraya gitmek isteyen, orada gerekirse boy boş dolaşan ama aklının bir yerine teknolojiyi yerleştiren, bir süre sonra büyüyüp bir şirketin teknoloji satın almacısı olacak olan insanları bozdu. Büyük şirketlere bir şey oldu mu? Yok canım alakası yok.
Büyük şirketler bugün Almanya, Barselona ve Las Vegas’taki fuarlara gidiyorlar. Oraya gazeteci götürüp burada anlatınca bir inandırıcılığı olacak şeyleri 18 inandırıcı hale getiriyorlar. Türkiye’de basın toplantısı yapmayacak olan şirketler orada masadan masaya geziyor.
Gidin yurt dışına oradan bize bildirin. Bu halk sizi zaten çok inandırıcı buluyordu şimdi iyice “bir başka” olacaksınız.