Türkiye’de 2018 telekomünikasyon dünyası

BTK 2018 telekomünikasyon rapor ve rakamlarını açıkladı. Üstünden konuşulması gereken konuları TKNLJ formatında küçük başlıklar halinde sizler için çıkardım. Özetle çok parlak değil durum. Ama neden değil… İşte bunları size maddelerle vereyim.

  • 2018 yılında sektör yaklaşık gelirini 8 milyar TL, yani yüzde 15,4 artırdı. Kimilerine bu bir başarı gibi gözükse de enflasyonun yüzde 20’nin üstünde olduğu bir senede sektör yüzde 5 küçüldü anlamına gelir bu.
  • Yatırımlar bir şekilde gelirlere sabitlenmiş olduğundan tam yüzde 15,4 artmış. Bu bir denk gelme midir bilmiyorum. Ama operatörler ne kadar ekmek o kadar köfte, ne kadar gelir o kadar yatırım demiş gibiler.
  • M2M abone sayısı 4,5 milyondan 5,2 milyona çıktı. Yüzde 16 artışla operatörlerin kurtaracısı pozisyonundalar. Çünkü 74,3 milyona gelen abone  sayısıyla mobil dünya kesinlikle fiziksel limitlerine geldi ve abone sayısı olarak yüzde 2,9 büyüdü.
  • Cep telefonu hattı sayısı 3 milyonun altında artmasına rağmen cepten internet kullananların sayısının 4 milyona yakın olması dikkat çekici.
  • Fiber abone sayısı yaklaşık 500 bin artarak 2,8 milyona geldi 2018 yılında. Yüzdesel olarak yüzde 20 seviyelerine denk geliyor. Diğer taraftan ADSL ve kuzenleri 800 bin artsa da bu, oransal olarak yüzde 10’un altında. Fiber olunca fiber kullanılıyor. Herkesin artık bunu görmesi ve fibere yatırım yapılmasına izin vermesi lazım. (Şair burada belediyelere sesleniyor)
  • Mobil internet kullanımı 3 milyon terabaytın üstüne çıktı 2018 yılında. Bir yılda yüzde 57 arttı. Sabit internet ise yüzde 28 artışla 14 milyon terabayta geldi.
  • Cep telefonu kullanıcıları yılda 52 gigabayt internet kullanıyor ki aylık yaklaşık 4,4 gigabayt yapıyor. Sabitte ise kullanıcılar yılda 1 terabayt data kullanıyorlar. Bu da aylık ortalama 92 gigabayt civarına geliyor. Tabi ki 2018 sonundan itibaren sınırsıza geçilen kotalarla bu rakamlar nereye çıkacak görmemiz lazım. Bir de keşke BTK ya da operatörler xDSL ile fiber kullanımları arasındaki farkı dile getirseler de biz buna göre teoriler çıkarabilsek…
  • 2018 yılı şu açıdan çok önemli: Bu yıl ilk kez sabit telefondan cepleri aramada Türk Telekom yüzde 50’nin altına düşerek liderliği serbest telekom işletmecilerine kaptırdı. Aynı şekilde yurt dışını aramada yüzde 60’tan yüzde 47’ye çok müthiş bir kayıp yaşadı. Türk telekom, para getiren karasal aramaları rakiplerine kaptırdı.
  • Mobil dünyada çok enteresan değişimler var: Turkcell, halen en çok aboneye sahip olmasına rağmen 2018 yılında, 2017 yılına göre yüzde 1,6 abone kaybetmiş. Ancak toplam gelirleri yüzde 2 civarı artmış. İşin daha da ilginç tarafı abonelerden elde edilen gelirleri binde 7 düşerken yapmış bunu. Yani Turkcell konuşma dışı gelirlerle abone kaybına rağmen gelir artırmış.
  • Şirketler 2018 yılında internet servis sağlayıcılığından 2,1 milyar TL gelir elde etmişler. Bu da onların yapması muhtemel fiber yatırımlarını belirleyecek. Fiberden elde ettikleri kazançları diğerleriyle kıyaslamamız için yeterli veri yok elimizde. Belki de bakır çağından kalma bakırla internet vermek onlar için daha kazançlıdır kim bilir…
  • BTK raporu sabit internetin penetrasyonunu yüzde 16,3 gösterirken mobil genişbantın yüzde 74,5 olduğunu dile getiriyor. Bunun yanlış bir tanım olduğunu söyleyebilirim. Çünkü mobil internet sadece bir kişiye hizmet veriyor. Oysa sabit genişbant ortalama 3 kişilik bir aileye, birden fazla cihazla ulaşıyor. Ki restoranları, kafeleri ve öğrenci yurtlarını saymıyorum bile.
  • Türkiye’nin geçen dönemde izlenen en hızlı ortalama veri kullanımı Eskişehir’de gerçekleşiyor. O ortalama hız da 7,9 megabit. Hani 4G 10 megabit olacaktı? Hani bazı şirketler 1 gigabit internet veriyordu? Nerede bizim en kötü ihtimalle 30 megabitle uçarak internete girdiğimiz günler? 10 megabit bile değiliz.

BTK raporları gerçekten geleceğe ışık tutuyor. Bu raporların hazırlanmasında ve bizlere sunulmasında emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Keşke operatör ve regülatör kuruluşlar bizlerle bir araya gelerek bizim sorularımızı cevaplasalar, üstünden bu rakamları söylediklerini yorumlasalar… Sadece bizim yazdıklarımıza “yok öyle değil” diyerek olmuyor.