Komünizmin yıkılmasının ardından dünyada birçok denge altüst oldu. Baltık ülkeleri koşarak Rusya’dan uzaklaştı. Onlar zaten Avrupa’ya yakın olmuşlardı hep, Avrupa’da onları koşulsuz kucaklayınca gittiler. Ama geriye bir sürü ülkekaldı ki bu ülkelerin hemen hepsi Rusya’yı Rusça’yı çok sevdi, sevmeye de devam edecek.
Yandex bu ülkelerle harika vakit geçiriyor. orada pazara hakim, neler olup bittiğini biliyor ve oradakilerin ne istediğini anlıyor. Google o coğrafyaya giremeyecek kadar global. Kaldı ki internet konusunda dünyanın kalanına kıyasla oldukça zayıf görünen bu ülkelerde Yandex ile kapışmaktan daha gelir getirici işleri var.
Ama eğer Nasdaq’a kote bir şirketseniz işleri oluruna bırakamazsınız. Bir şekilde yeni açılımlara gitmeniz gerekir. Kiril coğrafyasında şartların izin verdiği kadar savaşan Yandex artık kendine yeni bir savaş alanı arama zamanının geldiğini düşünüyor ve bunun için kiril alfabesi kullanmayan bir pazar hedefliyor. Bunun için en iyi ülke olarak akla Türkiye geliyor.
Türkiye Rusya’nın yakın ilişkiler yürüttüğü bir ülke. Bir Norveçli ile kıyaslandığında Türkler ile Ruslar arasında çok daha belirgin benzerlikler var. Coğrafi olarak arada 3 saatlik bir uçuş mesafesi var. Her şeyden önemlisi, Türkiye’de 35 milyonluk pırıl pırıl, beyni aranacak kelimelerden ağırlaşmış, büyük çoğunluğu gencecik bir kitle var. Tek bir dil üstünde çalıştığınız 35 milyonluk bir kitleye ulaşabilmek için Avrupa’da en az 4 ülke, 4 lisana uğraş vermeniz lazım.
Bunun için hemen çalışmalar başlıyor. Google’ın aksine hemen bir ofis kuruluyor. hemen yerelleştirmeler başlıyor. Hemen yerel haberlere giriliyor, hemen yerel haritalar açılıyor. Elektronik posta hizmetlerinin verilmesi için ise davetiye filan gönderilmiyor. Türkiye hiçbir şeyden yasaklı değil. Arcady Volozh, şirketin baş kurucu ortağı, genel müdürü, yöneticisi, neredeyse yarısı… Net bir biçimde Türkiye’nin tüm kurallarına uygun bir biçimde orada şirketleşeceklerini, herkesin her an ulaşabileceği bir muhattabın olacağını, vergilerini tıkır tıkır vereceklerini söylüyor.
Bu sözler sektördekiler için oldukça tanıdık gelmiştir. Evet, en kısa tanımıyla bu sözler Gogle’ın yapmadıklarını temsil ediyor, bir başka deyişle devlet yetkililerinin Google’ın yapmadığını söylediği şeylerle birebir örtüşüyor. Yandex, Türkçe konuşan merkezden gelen müdürü, ağırbaşlı yapısı, kanunlara uyacağı beyan ve taahhüdüyle uslu bir çocuk olma sözü veriyor bir anlamda.
Bunlar yeterli mi? Elbette değil. Muhtemelen devletimiz onlardan filtreleme konusunda yardım ve destek istemiştir. Muhtemelen internetin daha güvenli hale getirilmesi için onlar da toplantılara çağrılmışlardır. Ama bu konuda detaylı bir röportajımız olmadığı için doğmamış çocuğa don biçmeyi bir başka bahara bırakalım.
Şu anda temel gelir kaynağı reklam olan Yandex Türkiye’de ne zaman reklam işine girecek? Girecek mi? Elbette girecek ama öncelikle sistemlerinin dört dörtlük çalışmasını, bunun için de ellerinde geliştirebilecekleri kullanıcı verisi olmasını istiyorlar. Kendilerine reklam pazarına girme hedefi olarak ülke kullanıcılarının yüzde 10’una hizmet vermeyi koymuşlar. Milliyet gazetesini okumak için adresi adres satırına değil Google arama motoruna yazan bir kitlenin bulunduğu Türkiye pazarı için ayakları yere basan yaklaşımlar bunlar.
Şu anda şirketlerinde içinde Türkiye haritaları ve bayrakları olan bir odaları var. Orada Türkçe konuşan bir kitle var. Tüm dünyada çıkarmayı planladıkları müzik dinletme hizmeti için Türkiye’de telif hakları ödemeye çalışıyorlar. Youtube gibi yapsalar olmaz mı? Olur. Ama onlar telif haklarını ödeyerek hizmet vermekte kararlılar.
Siteye baktığınızda şaşırtıcı miktarda verinin Türkçeleştirildiğini, görüyor bunun arkasının geleceği izlenimini alıyorsunuz.