Bölünmeyi seven ülkemiz için kaçırılmayacak fırsat

Babaannem anlatırdı, Demokrat Partililer CHPliler bölünmesi varmış eskiden. Benim ucunan yakaladığım komünistler faşistler bölünmesini yaşadık. Apolitik kuşağın doğmasıyla heyvi metal ve asitçiler bölünmüştü bir ara… Her daim takımlarımızın taraftarları bölünmeye müsait. Kürtler ve Türkler… Sünniler ve Aleviler… Başörtülüler ve laikler… İstanbullular ve diğerleri… Yabancı dil bilenler ve bilmeyenler… AKPliler ve CHPliler… Behzat Ç’ciler ve Kurtlar Vadisi severler…

Bölünme konusunda muhtemelen dünyanın hiçbir ülkesi bizim elimize su dökemez. Çünkü o kadar çok bölünme alanımız vardır ki bölünenler hayatlarının bir bölümünde en çok ayrıştığı bir diğer kesime karşı yan yana saflarda yer alabilir.

Ülkemizin böylünme adına nur topu gibi bir konusu daha oldu: Filtre isteyenler ve filtre istemeyenler. Aslında tam olarak böyle bir konu yok. Ama bazıları, kendi yerlerini koruma altına almak için bunu bir gündem konusu haline getirmeye çalışıyor. Çünkü yanlış filtreleme kararlarının iletişiminden kurtulmanın en akil yolu, filtrelemeye karşı fikir yürütenleri çocuk pornosu ve müstehcenlik yandaşı olarak göstermek. Basının bir kesiminin de desteğiyle öylesine bir hava oluşturuldu ki eğer toptan filtreleme yanlıştır diyorsanız muhtemelen akşamları evde büyük bütçeli müstehcen filmlere oscar ödülü dağıtan bir insansınız.

Ne zaman bu konuyu gündeme getiren bir yazı yazsak biri altına mutlaka bir yorum yazıyor senin anana babana alnını yapsalar iyi mi olur diye… Hayır iyi olmaz… Çok yanlış olur ve bunun da üstüne gidilmeli. Ama bunu yapmanın yolu devletin kökten yasaklaması değil. Ama size bunu soran, daha doğrusu sizi pis bir pornocu olmakla itham eden kişiler, bırakın bir algı değişikliğine gitmeyi, sizi dinlemiş gibi bile gözükmüyorlar. Bir şey anlatmaya çalışanla ölse de fikirlerinden caymayacak, asla kavuşamayacak olanların Romeo ve Jülyet hikayesi bu…

Oysa olay çok basit: Dünyanın İran hariç hiçbir yerinde rastlanmayan internet sinyalinin geldiği yerden topyekün ve kelime bazlı filtreleme hikayesi bu. Yapılmaması lazım ve bunda yapanların yakınları dahil olmak üzere herkes hemfikir. Yapılanın yanlış olduğu söylenecek, çok minik bir iki düzeltmeyle konu tarihin karanlık sayfalarına gömülecek ve unutulacak. Ama önemli noktadaki iki üç kişi, söylediğini geri çekmemek için bir takım medya imkanlarını kullanıyor, yanlış bilgiler veriyor, başarısız akıl oyunları yapıyor. Dünyanın her yerinde filtre var, sunum yaparken bilgisayarınızda müstehcen siteler açılsa iyi mi olur, zaten gazeteciler de okuduklarını anlamıyor tarzı yaklaşımlar bu başarısız iletişimin hemen akla gelen örnekleri…

Sayın büyüklerimiz… İnsanımız zaten mitoz bölünmeli bir hayat yaşıyor. Zaten yaratışılıştan bölünmeye müsaitiz. Olayı daha fazla germenin size bile faydası yok. Yarın sokakta sizin asla olmaz dediğiniz şey olur da bunun bilgisayarında filtre yok vurun kahpeye derse.. Bunun altından kalkabilecek misiniz?

Ünlü bir Türk büyüğünün söylediği gibi: Sizinle dalga geçiyorlar.