Tüm telekomcular fırsatları değerlendirdi

Fırat Üniversitesi tarafından düzenlenen “Bilişim Sektöründeki Gelişmeler ve Fırsatlar” panelinde telekomünikasyon sektörünün önde gelen aktörleri Turkcell, Avea, Vodafone, Türk Telekom ve Türksat yetkilileri bir araya geldi ve aynı masanın etrafında bilgi paylaşımında bulundu. Kısaca söylenenleri inceleyelim:

Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe:

Bu sektörde her şey yukarı gidiyor. Sadece fiyatlar ve karlılık aşağı gidiyor. Karlılık oranı gittikçe aşağı düşüyor. Diyebilirsiniz ki ‘otomotivde adamlar yüzde 3-5 karlılıkla işleri yürütüyorlar, bencil değil misiniz yüzde 20-30’lardasınız’ Esasında durum öyle değil. Esasında bu sektörde bahsettiğimiz kar oranları yatırım, faiz öncesi karlılıktı. Haliyle sürdürülebilirlik için sağlıklı sürdürülebilir yatırım ortamı gerekiyor. İşte karlılığın belirli bir ortamda devam edebilmesinin sağlanması bu açıdan önemli. Fiyat düzenlemeleri,
operatörlerin işleyiş şekilleri bunu göz önünde bulundurmalı. Bazı sektörlerde ufak tefek değişikliklerle yatırım işi halledilebiliyor ama bilişimde durum öyle değil. Bir seneden öbürüne tamamen değişiyor. 2G’den 3G’ye geçiş öyle bildiğiniz gibi öyle basit bazı ayarlamalarla olmadı. Resmen 3G’ler için baz istasyonları yeniden kurulmak zorunda kaldı. Biz de kuruyoruz bunları. Bunlar ufak şeyler değil. Büyük ve büyük yatırımlar gerektiriyor. Bu değişime ayak uydurabilmek için fiyatlandırmalarda yeni kurgular gerekecek. Hiçbir şey bedava değil arkadaşlar, birileri bunun parasını ödeyecek. Yeni yaratıcı fiyatlanma modelleri gelişmek zorunda ki bunun örnekleri dünyada da görülüyor. Ayrıca kamu özel iş birliğine gidilmeli. ABD’de bir karayolundan ücretsiz fiber geçirme karşılığında firma yerel yönetime ücretsiz hizmet veriyor. Bu tür şeyler yapılabilir.

Avea Genel Müdür Yardımcısı Coşkun Şahin:

Gelişmekte olan ülkelerde servis sektörü hızla gelişecek. Dünyanın büyük şirketlerinin üst düzey insanlarının her ay birkaçı bana gelip ‘Türkiye’de satın alınacak, bildiğiniz başarılı küçük firmalar var mı? İşe alınacak bildiğiniz iyi mühendisler var mı?’ diye soruyor. Neden? Bize, ‘Bölge gelişecek biz merkezimizi bölgeye doğru kaydırıyoruz, Avrupa’da artık nüfus artışı kalmadığı için orada genç nüfus yok’ diyorlar. Dolayısıyla talebin kaydığı yer burası. Talebin kaydığı yerde gelişen, yetişmiş iş gücünün olduğu yer Türkiye. Dolayısıyla bu ülkede yatırımlarının merkezini konumlamak, buraya doğru kaydırmak ve varsa eğer altyapıdan, mühendisten, insan kaynağından bir an önce faydalanmaya başlamak, bu işler durulduğunda avantajlı olarak önde yer almak istiyorlar. Genel Müdürümüz ‘iyi, kendisini geliştirmiş, pırlanta gibi insanları buluyorsanız, şu anda lazım mı diye düşünmeden alın’ der. Ben de şöyle bir şey ekliyorum, işe alacaklarımızın en az yarısının yeni mezun olması lazım bence. İnsan kaynaklarına olan yönlendirmem böyledir. Çünkü benim gençlere inancım var, onlar taze bilgilerle geliyorlar ve yeni şeyleri öğrenmek için de gerekli enerjiye sahipler. Türklerin, Ortadoğu’nun mühendisi olma gibi bir özelliği var. Bunu da yine dünya devi şirketlerden birinin genel müdür yardımcısı söyledi bana. Geldi dedi ki, ‘bölgede paranın sahibi bunlar, paranın yöneticisi şunlar, işi yapan mühendisler de Türklerdir.’ Dolayısıyla sizlere çalışmanız halinde ülkenize çok büyük katkılar sağlayacak bir yol açılıyor.

Vodafone Genel Müdür Yardımcısı Hasan Süel:

Kontrol edilemeyen nüfus artışı, paranın ve zenginliğin batıdan doğuya kayması, doğal kaynaklara olan erişimde yaşanan problemler gibi unsurların önümüzdeki dönemlerde yeni normları ortaya çıkaracak. Türkiye bu yeni şartların neresinde olmalı? Türkiye’nin iyi bir geleceğe sahip olması, yeni şartlarda yerini alabilmesi için şu an büyümesine, gelişmesine engel teşkil eden sorunları ortadan kaldırması lazım. Türkiye önümüzdeki 10 yılda önündeki fırsatları değerlendirecek mi, yoksa önünden geçen fırsatları seyredip bu fırsatları başkalarının değerlendirmesine mi şahit olacak? Bence önümüzde bizi bekleyen gelecek bu. Sim kartlar ne bugün ne de gelecekte artık sadece cep telefonlarımızda olmayacak. Sim kartların daha farklı uygulamalarda kullanılacağını bekliyoruz. İnsanlar belki 4-5’inci sim kartlara sahip olacaklar ama bunu sadece ses iletişiminde kullanmayacaklar. Buzdolabımızda da bir sim kart olacak, arabamızda da olacak belki. Aslında sektörün büyüme potansiyeli biraz da mobil geniş bantta.

Türksat Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kaplan:

Türksat için bin 400 kişi ile mülakat yaptım. Arkadaşlara soruyorum, ‘okulun haricinde sen ne yaptın?’ Maalesef yüzde 90’ından cevap alamadım. Türkiye’de biz aynı zamanda coğrafi portallarla ilgili de çalışıyoruz. 7 ülkenin coğrafi portal sistemini yapan Hollandalı birisiyle sıkı pazarlıklar sonucunda adamı günlük bin 200 avro para ödeyerek getirdik. Araştırdık bir tane Türk vardı İrlanda’da bir bakanlıkta çalışıyor. Onu da ‘vatan-millet’ diyerek razı ettik, gelecek. Peki neden ülkemizde yok? İnternette Türkçe içerik kısmının artırılması gerekiyor. Kaç tane faydalı Türkçe içerik taşınıyor acaba? Spor karşılaşmalarındaki yorumlar, Facebook’ta arkadaşlar arasındaki atışmalar haricinde bilgi olarak biz çocuklarımıza FATİH Projesi’nde hangi bilgileri verebilecek durumdayız? Sizlerin belki fizik animasyonları, ders öğretme yazılımları, bilgi paylaşmanın aktif olarak kullanıldığı ve bu bilgilerde bir makinenin çalışma sisteminin nasıl olduğuna dair anlatılacak bloglara ihtiyacımız var. Aksi takdirde biz o içeriği koymazsak başkası koyuyor. Boşluk muhakkak bir şekilde doldurulur.

Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Atalay:

10-20 sene önce yaşananlar, ifade edilen kavramlar artık yeni bir alana taşındı. Bankacılıkta geçmişte sıra beklenirken artık bu işler internetten yapılıyor. Suç kavramı da buraya geliyor. Belki 5 sene sonra bankaya birisi gidip silahı çekip ‘parayı ver’ demeyecek. Dolayısıyla hukuki kavramlar değişiyor.

2000 yılında 12 bin blog varken 141 milyon blog var. Şu an bir devlet memurunun haftalık çalışma süresi yaklaşık 40 saat. Bir haftada çevrim içi 18 saat zaman geçiriyor. İnsanlar çalışma saatinin yarısı kadar çevrim içi bağlanıyorlar. Türkiye’de günlük aktif olarak internet kullanıcı sayısı 3,5 milyon kişi. Bunların 1,5 milyonu ortalama 4 saat boyunca Facebook’ta duruyor. Bu rakam inanılmaz bir rakam. İnternet artık insanların hayatının bir parçası olmaya başladı. Bu yanlış, doğru, iyi, kötü bunu bir tarafa bırakalım. Bunu nasıl değerlendiririz? diye düşünmemiz lazım. Bizim geçen yıl altyapı omurga yatırımları için yaptığımız hız artışı 35 terabit. Yani bu 35 milyon megabit. Üç sene içerisinde 400 terabitlik yatırım yapmayı düşünüyoruz. Bunu yapmak zorundayız. Biz bu yatırımı yapmazsak, eğer burada gerekli altyapıyı oluşturamazsak çok kötü durumda kalırız. Burada çok hızlı davranmak zorundayız. Biz bir hesaplama yaptık 3 sene önce kullandığımız
sistemlerimizin yüzde 90’ını 3 sene sonra kullanmayacağız. Değiştirmek, hızlanmak zorundayız.