Gelelim analizimizin en vurucu ve can sıkıcı bölümüne… Ben toplantıda anlatılanları şeffaflık kapsamında sosyal medyada paylaşırken insanlar beni soru yağmuruna tuttu: Bizim İstanbul tarafına niye gelmiyor ben niye kullanamıyorum… Soru soranların bir kısmı Şişli’de bir kısmı yeni kurulan uydu kentlerde.
Elbette sordum bunu Murat Erkan’a. O bizden daha çok dertli bu konuda. Tabii ki bizim kadar açık konuşamıyor ama yatırım yapmak isteyen şirketlerin ellerinin ayaklarının bağlandığını görüyoruz. Ne uygun regülasyonlarla yapılıyor ne de mevcut tekelin kırılması için uygun rekabet adımları atılabiliyor.
Türk Telekom ana arterleri tutmuş, ne bunu uygun fiyatlarla paylaşıyor ne de paylaşılması için gereken izinleri veriyor. Öyle acayip bir kanun var ki (iyi niyetle yapılmış), bir yerde fiber varsa ya onun sahibinin söylediği fiyatlara ve sunduğu teknolojilere teslim olacaksınız ya da onun keyfinin olup size izin vermesini bekleyeceksiniz. Obama aptal olduğu için devlet bütçesinden fiber yatırımı yapıyor ama bizimkiler akıllı olduğu için para vermeye hazır şirketlerin yatırımını dövüyor.
Diger yandan belediyeler biz bu işten bize ne çıkarırız martığıyla olaya yaklaşıyor. Bize gelen bilgilere göre İstanbul Belediyesi fiber kurmak için şirket kuruyormuş. Bundan sonra benim fiberimi kullanacaksın diyerek yolluk yapacak kendine. Elbette bizim paramızla futbol ve güreş takımı kurmaktan iyi ama şu fırsatçılık içimi acıtıyor benim.
Bana gelen ama bir türlü doğrulanamadınız bilgilere göre Türk Telekom satın alınması öncesinde belediyelerle varolan anlaşmaları gereği istediği yeri rakiplerine oranla daha hızlı ve ucuza fiberlendirebiliyormuş. Eğer olay buysa çok yazık. Bu konuda sorgulamalarım devam ediyor. Biliyorsunuz bir haber alırsam ilk önce bu site okurları öğrenecek bunun gerçekliğini.
Turkcell keşke yapılsa dediği birkaç maddeyi bizler için özetlemiş. Bunlara katılıyor ve yine noktasına dokunmadan sizlerle paylaşıyorum:
• BTK’nın sitesindeki araştırmada fiber ağının yaygınlaştırılması için önerilere de yer veriliyor. Bu öneriler arasında en önemli görevin ise belediyelere düştüğü vurgulanarak şu görüşlere vurgu yapılıyor.
• Sayısal kentlere dönüşüm projelerinde Belediyelerin üstleneceği işlev, altyapının kurulumuna yönelik oluşturulacak şirketlere hissedar olmak ve bu şirketlerin kazı, inşa ve fiberin döşenmesi faaliyetlerini etkin ve hızlı bir biçimde gerçekleştirmesini sağlamak şeklinde öngörülmektedir.
• Ayrıca, İsveç’teki Stokab örneğinde olduğu gibi, belediyeler farklı bir tüzel kişilik altında kurmuş oldukları altyapıyı asgari bir kar gözeterek de işletebileceklerdir.
• Sayısal kentlere dönüşüm projelerine ilişkin Ulaştırma Bakanlığı tarafından tespit edilen pilot şehirlerde, belediye tarafından fizibilite çalışmalarının yapılması/yaptırılması gerekecektir. Söz konusu fizibilite çalışmalarında, şehrin telekomünikasyon ihtiyaçlarının ve talep oluşma potansiyelinin analiz edilmesi, fiber altyapı kurulumunun maliyetinin tespiti, fiber altyapıların getireceği faydaların belirlenmesi gibi hususlara yer verilmesinde fayda görülmektedir.
• Sayısal kentlere dönüşüm projeleri kapsamında belediyelerin uygun olduğu ölçüde yeni inşa edilecek sitelere, toplu konut alanlarına, sanayi sitelerine, teknokentlere ve üniversite kampüslerine doğalgaz vb. hatların döşenmesi sırasında yerel atıl fiberin döşenmesi veya altyapının hazır hale dönüştürülmesi zorunluluğu getirmesinde yarar görülmektedir.